7 entry daha
  • aklımın buzulları*

    susarlar,
    sustular mı konuşmazlar bir daha,
    ses, yırtıcı bir hayvan olur, dağından iner,
    vurur pençesini üzerlerine. o yüzden

    kırgındırlar,
    yorulmuş düşüncenin ağırlığından.
    güneşin ışığını ararlar, öyle sıradan,
    herkesi ısıtan, ama bulamazlar. artık ondan

    çay içerler,
    çay saatleri durma saatleridir.
    bir yazı sayfasının kenarında düşünürler:
    düşünmek durarak damıtmak mıdır? kımıldamadan

    bir şehirde yaşarlar,
    şeytanın evinde kiracıdırlar.
    düşlerinden çözülen ince dekorda,
    bir başka dünyaya bakar gözleri. vakti gelince

    severler,
    ateşli bir silah patlar sevince, ses vurulur.
    yazlık elbiseler giyerler; bürünüp beyazlara
    şeytanın bir adım önünde dans ederler. belki şimdi
    o başka dünyada hâlâ...
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap