9 entry daha
  • hayatımda gördüğüm en garip oteller listesine ilk sıradan giriş yapan bir otel bu!
    odamın -8nci katta olduğunu duyunca zaten epey bi irkildim. heralde adamlar yer bulamayıp, magma tabakasına doğru kazdılar durdular dedim.. malum uludağ soğuk, heralde yeraltı sıcaklığından faydalanmak için filan birşey düşünmüş olmalılardı. odamda da beni zebaniler filan bekliyordur derken karlara gömülmüş bir odayla karşılaştım. odanın hacmi çatıdan dolayı zaten %50 civarında azalmıştı, bir de karlar altında kalmış pencereden girmiş kutup ayılarının, penguenlerin odamın hacmini paylaşıyor olmalarından endişelendim, neyse öyle bir şey olmadı..
    sonra bir duş alıp kendime gelmek için küvete adımımı attım fakat o da ne? bantlarla yarım yamalak tutturulmuş, suyla temas ettiği anda beni ızgara niyetine kızartacak havalandırmaya bağlı bir kablo! suyu temas ettirmemek için dikkatlice suyu açtım, fakat elimdeki duş başlığı, avını boğmaya çalışan bir yılan gibi sağa sola kıvrılarak elimden kurtulmayı başardı. sonra binbir güçlükle yakalayıp duvara sabitlemeye çalıştım ama nafile.. o etrafa azgın kaynar sularını yayarak yine kurtuldu.. güçlükle suyu musluktan akar hale getirdim. fakat az önce yumurta haşlamaya yetecek kadar sıcak olan su şimdi de dışarıda erimekte olan karların suyuydu sanki. suyun soğukluğuyla ve üzerimdeki kablonun sular damlayarak hala sallanmakta olduğunu görünce aklım başıma geldi, daha ölmek için çok gençtim.. tam çıktım, gevşeyip yatağımda uzanırken camlar titremeye başladı büyük bir gümbürtü koptu. çatıdan odamın üzerine çığ düşmüştü!! yatmaktan da vazgeçtim ve kendimi lobiye atmaya karar verdim.. zorlu bir yolculuk olacaktı, hazırlıklıydım.. ilk asansörü rahatlıkla aşıp ikincisine bindim. -5'ten 0'a çıkacaktım ve asansör açılan kapıların ardında hiç kimse beklememesine rağmen her katta duruyordu. her kata uğraya uğraya sıfıra geldim fakat yine bir sorun beni bekliyordu. kapılar açılamıyordu. asansör sıfırıncı kata kadar geldi, sonra da hiç bir tepki vermedi. asansörde kalmıştım! kapıyı zar zor açtılar ve ben can havliyle kendimi otel dışına, uludağ'ın metrelerce kalınlıktaki kar tabakalarının arasına attım avunabilmek için... dışarıda da yine ağaoğlu my resort'a ait telesiej'den gelen bir darbeye maruz kalacaktım ki, uyanıklık yapıp ağaoğlu logosunu gördüğüm herşeyden kaçmaya başladım. hala hayatta olmak bile mutluluk vericiydi gerçekten...

    işin hikaye kısmını geçersek, gerçekten de odaları 3 yıldızlı otellerinkinden bile kötü, yeri kötü, yapısı kötü, banyosu "çok" kötü ve odaları çok küçük.. sadece yemekler güzeldi fakat bu da gözümde ağaoğlu'nu kurtarmaya yetemedi malesef.. bir daha kapısından içeri gireceğimi bile sanmıyorum.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap