gonca özmen
-
1982 tefenni dogumlu, bir $iir antolojisinde kar$ila$tigim $air. ba$ka hiçbir $iirini okumadim ama $u yetti:
a$kbatımı
usulca geçtim yüzünü
ardında dağlar vardı
-rüzgarlar-
kurt izlerinde uluyan zemheriler vardı
/çık git yüzünün inkarı olmaya.../
zaman can çekişiyor şimdi
göçüğü altında eski aşkların
yüzün derin bir kılıç izi aklımda
daralir kör akrebin parantezi kadar
sürgit yanılsamadır
- dönüp geldiğim-
kimin kıyısında dursam artık
bir rengin usul usul dağılışı gibiyim
/unutma... kırmızı olur aşkbatımları.../
insan kendinde eskir
zaman, sık yıkanan iç çamaşırlarda
zaman ki uzaklıktır - ağrılı -
vedasiz çekip gitmesidir bir günün
bir sigaranin sessiz tükenişi - dumanlı -
ve gizli aşklara sığınaktır
- deniz kabukları -
/dön gel, sonsuz uzaklık olmaya.../ -
tanımaktan pişman olmayacağınız türden bir şair. üzerinde uzun uzun durulası şiirleri var.
bir iki örnekle açıklamak gerekirse;
bana beklet
bana beklet yontusunu ayaklarının
bana beklet saksında o mahcup çiçeği
ben ki beyaz bir sayfanın sıkıntısındayım
yüzümde suskun ev tenhaları
yüzümde geçkin bir elmanın kurtları
ah hanginize baksam bir bahçe dağınıklığı
geçsem içinizden geçsem
kederimdeki faytonun ağır aksaklığı
bana beklet bu yara bilincini
ve uçurum ürpertisini ölümlü olmanın
ben ki kuşların göç zamanıyım
büyüttüğünüz kötülük yılanı
hüzünle uzandığınız yatakta
ah bilmemenin geniş huzuru
korkuyu getirdi rüzgar
öylece koydu aramıza
bitir sessizi ve yeniden başla
bir diğeri:
dağilma
sözün ateşle bir ilgisi olmalı
alevlenip sönmekle aşkın
gölgesiz olduğum doğru, apansızlığım da
dokunsan dağılacak yüzümün eğrileri
gizliden düşeceğim sabahın boşluğuna
bahçenin duvarı yok ki gizlensin
balkonda hıçkıran çamaşırlar
küf ve nem kokusu ve dalgın bir evin
durmadan soyunması çocukluğuma
taş sırrını unuttu
ada hapsindeyiz, kayık gitti
issız kaldım suyun gövdesinde
anlatmayın artık iki kişilik aşkları
çoğul ekleri de yaşar yalnızlığı -
kendisinin "şair" olarak anılması yürek burkar, vicdan sızlatır. istanbul belediyespor'un "genç yetenek" diye satmaya çalıştığı ama başaramadığı, elde patlayan manzume yazarıdır.
-
"gölge
sarı bir sabıra bakar insan bazen
sarı bir sabır ne kadar insansa
insan bazen zeytinlere gider
atları doyurur, perdeyi eller
bazen olur bir dilin de öldüğü
karıncanın güldüğü bazen olur
bir sözcük diğerini gider bulur
kabuğuna çekilir ceviz
bir böcek sesini birden unutur
akşam gizliden arka bahçede
arka bahçede gizliden
bir sonsuz büyür durur
bizim değil gölgelerindir dünya."
kitap-lık sayı:126/ nisan 2009
gonca özmen -
şu sıralar "olmayanlar"a sarmış belki sessiz adlı şir kitabı yky'den çıkmış şair. keşke tükenen kuytumda adlı ilk şiir kitabı da yeniden basılsa.
-
belki sessiz ile alçak sesli güzel sitemler edebilmiş şairdir. evet şairdir.
-
''baktık acımız bir perde
kapattık''
diyen şaire. -
eskiler iyi, eskiler güzel; fakat genç şairlere de dikkat kesilmenin zamanı gelmedi mi, diye sordurtan şair. doğayla hemhal olmuş da seslerini, dertlerini bize aksettiriyor dizelerinde. şu sözlere bir bakın, kendisini tanımak istemezseniz aşk olsun size diyeceğim.
....
öyle daralttık ki içimizi
bir saksılık toprağa yer yok
herkesin kendini gösteriyor pusulası
ağaç kendi göğünü biliyor sadece.*
ayrıca birhan keskin okurlarının kendisini seveceğini düşünüyorum, bunu da belirtmeden gitmeyeyim. -
"dünya bir daha dönmez sanırdım
dünya bir daha döndü." demiş burdurlu şair. -
"iyi ki gökyüzüne basamıyor ayaklarımız" diyendir, daha ne desin insan güzeli...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap