• amerikan gang'lerinin altyapısı italyan ve irlandalılardan oluşmakta. bunu the godfather ya da the sopranos gibi yapımlarda ziyadesiyle gördük. bu iki etnik grup arasında ise aşılmaz bir hiyerarşi var ki bu da çete liderinin her durumda saf italyan (sicilyalı) olması, ya da güce hakim ailenin bir italyan ailesi olması. filmin godfather adlı başyapıttan ayrıldığı nokta da bu olsa gerek. godfather, joe pesci'nin canlandırdığı karakterin, çetenin lideri olarak ilan edilmek için gittiği ve tuzağa düşürülüp öldürüldüğü evin duvarlarının arasında çekilmişti. bu film ise, o evin duvarları arasında yaşayıp, her türlü kanuna ve kurala karşı dokunulmazlıkları olan aile fertlerinin ayak işlerini yapmakla sorumlu olan, onlardan daha alt bir tabakayı işgal eden ve aralarında irlandalıların çoğunlukta olduğu çete elemanlarının, gücü elinde bulunduran aileye nazaran daha kuralsız, daha kalitesiz ve daha yoz yaşamlarını anlatmakta. böylece bizim de elimize, corleone ailesinin servetinin nelerden oluştuğu ve nasıl elde edildiği hakkında bilgi geçmekte. bu açıdan bakıldığında bu film, godfather filminin bir devamı niteliğinde, iki filmin karşılaştırılması ise son derece yersiz.
  • -new york suç muhabiri nicholas pileggi'nin kitabı wiseguy'dan esinlenilerek çekilmiştir.

    -robert de niro'nun filmde canlandırdığı karakter james conway gerçek hayattaki jimmy "gent" burke'dan, joe pesci'nin filmde canlandırdığı tommy devito karakteri gerçek hayattaki tommy "two gun" desimone'dan ve paul sorvino'nun filmde canlandırdığı karakter paul cicero ise gerçek hayattaki paul vario'dan esinlenirek filme aktarılmıştır.

    -ray liotta'da filmde bir başka gangster olan henry hill'i canlandırmıştır. karakterin filmdeki ismi de gerçek hayattaki isimi de aynıdır. ayrıca liotta, henry hill'in fbi'daki ses kasetlerini dinleyerek filmdeki rolüne hazırlanmış

    -film 3 mayıs 1989 ve 9 ağustos 1989 tarihleri arasında 72 günde çekilmiş.

    -başlangıçta filmin isimini wise guy olarak düşünmüşler. brian de palma'nın 1986 tarihli filmi wise guys ve 1987-1990 yılları arasında oynayan tv dizisi wiseguy ile karışmaması için goodfellas isminde karar kılmışlar.

    -filmdeki oyunculuğu joe pesci'ye en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülünü kazandırmıştır. ödül törenindeki oscar kabul konuşması akademi tarihinin en kısa konuşmalarından biriymiş. daha sonra pesci, gerçekten kazanma şansının olmadığını hissettiği için fazla bir şey söyleyemediğini açıklamış.

    -amerikan film enstitüsü'nün haziran 2008'de açıkladığı "gangster" türündeki en iyi on film listesinde ikinci sırayı almıştır. bknz

    -joe pesci'nin filmde canlandırdığı karakterin ismi olan "tommy devito", pesci'nin arkadaş olduğu four seasons'ın baş gitaristi tommy devito'ya bir selammış. bknz

    -kitabın yazarı nicholas pileggi aynı zamanda filmin de senaryo yazarlarından biridir. pileggi'ye göre, filmin daha gerçekçi ve özgün olması için bazı gerçek gangsterleri de filmde oynatmışlar. bu şahısların warner bros'tan maaşlarını nasıl aldıkları bilinmemekteymiş.

    -al pacino'ya jimmy conway rolü teklif edilmiş ancak kabul etmemiş. bu kararından pişman olduğunu daha sonra itiraf etmiş.

    -robert de niro, jimmy conway'in para dağıttığı sahnede sahte paranın elinde yarattığı histen hoşlanmadığı için gerçek para kullanmak istemiş. setten bir görevli robert de niro'ya kendi parası olan 5.000 doları vermiş. sahne çekildikten sonra tüm para sayılıp iade edilinceye kadar kimsenin seti terk etmesine izin verilmemiş.

    -ray liotta 'nın annesi çekimler sırasında kanserden ölmüş.

    -martin scorsese filme o kadar adapte olmuş ki, oyuncu kadrosunun gardırobuna varıncaya kadar filmin her ayrıntısına dahil olmuş. ray liotta'nın açıklamalarına göre bir sahnede, doğru olduğundan emin olmak için liotta'nın kravatını kendisi bağlamış.

    -robert de niro, karakterini daha iyi canlandırabilmek için, kitabın ve filmin yazarı nicholas pileggi'nin kullanılmayan notlarını kendisinden istemiş. saplantılı şekilde canlandırdığı karakterin gerçek hayattaki davranışlarını öğrenmeyi çalışmış.

    -ray liotta bu filmde oynayabilmek için, batman(1989)'deki harvey dent rolünü geri çevirmiş.

    -filmdeki karakterlerden fat andy'i new york polis departmanında görevli bir polis olan louis eppolito canlandırmıştır. louis eppolito 2005 yılında haraççılık, adaletin engellenmesi, gasp ve cinayet suçlarıyla suçlanmış. polis ortağıyla birlikte tutuklanmışlar 80'er yıl hapis cezasına çarptırılmışlar.

    -martin scorsese çekimlerden önce ray liotta'dan gerçek henry hill'le bağlantı kurmamasını istemiş. liotta'nın böyle bir görüşmeden etkilenebileceğini düşünmüş.

    -"fuck" kelimesi ve türevi kelimeler filmde toplam 321 kez kullanılmış. bunların yarısı joe pesci tarafından söylenmiş.

    -jimmy conway karakterinin gerçek hayatta ilham aldığı jimmy burke 2004'te şartlı tahliye için uygun olacakmış ama 1996 yılında hala hapiste iken akciğer kanserinden ölmüş.

    -gangster jimmy burke'e göre robert de niro hapishaneyi arayıp kendisi ile irtibat kurmuş. film için robert de niro'ya bir kaç taktik vermiş. nicholas pileggi bunun hiç yaşanmadığını açıklamış.

    -martin scorsese ve nicholas pileggi senaryoyu birlikte yazmış olsalarda filmin nihai diyaloglarının çoğu oyuncu kadrosu tarafından doğaçlama olarak oynanmış.

    -henry ve karen'ın kızlarını oynayan küçük kızlardan biri harvey keitel'ın kızı stella keitel'dır. bknz

    -martin scorsese'in annesi catherine scorsese ve babası charles scorsese filmde rol almışlardır. bknz

    -lorraine bracco'nun canlandırdığı karen karakterinin filmde sahip olduğu mücevherler ve takılar gerçektir. yapımcılar, silahlı muhafızlar tarafından korunan pahalı altınlar ve taşlar kiralamışlar.

    -lorraine bracco, erkek egemen bir oyuncu kadrosu arasında yer aldığı için filmin çekimlerinde duygusal olarak zor zamanlar yaşamış.

    -genç henry'i oynayan kahverengi gözlü christopher serrone, ray liotta'nın mavi gözleriyle uyuşmak için mavi kontakt lensler kullanmış.

    -jimmy conway rolü için düşünülen oyuncular arasında john malkovich de varmış.

    -sean penn, henry hill rolü için düşünülen oyunculardan biriymiş.

    -filmdeki olay örgüsü 1955'ten 1980'e kadar sürüyor.

    -paul sorvino'nun ray liotta'yı tokatladığı sahnede liotta bunun olacağını bilmiyormuş ve tepkisi gerçekmiş.

    -lorraine bracco rolüne alışabilmek için bir çete üyesinin karısına yaklaşmaya çalışmış. ancak çok sıkı sıkıya bağlı bir topluluk oldukları için bunu gerçekleştirememiş. bu bağlarını gören bracco gerçek karen'la tanışmamaya karar vermiş.

    -filmin prömiyerinin ardından o sırada tanık koruma programında olan gerçek henry hill filmle ve kendisiyle öyle gurur duymuş ki etrafta dolaşıp filmin kendisiyle ilgili olduğunu anlatıp övünmeye başlamış. böyle davranınca da fbi onu tanık koruma programından çıkarmak zorunda kalmış.

    -film, 25 milyon dolarlık bütçeyle new york, queens, new jersey ve long island'ın bazı bölgelerinde çekilmiş.

    -film eleştirmeni roger ebert goodfellas'ı şimdiye yapılmış en iyi mafya filmi olarak göstermiştir.

    -goodfellas, yapımcısı david chase'e the sopranos için ilham vermiş. filmden toplam 27 oyuncu the sopranos'da rol almış.

    -filmdeki copacabana sahnesi iki karakterin sokakta yürümesiyle başlar ve gece kulübünün içini dolaşarak masalarına oturmalarıyla son bulur. 2 dakika 25 saniyelik kesintisiz tek çekim sahnesinin ışıklandırması iki gün sürmüş. sahne 8 kez filme alınmış. film yapımcıları gece kulübüne önden girmek için izin alamadıklarıdan arka kapıyı kullanmak zorunda kalmışlar.

    -joe pesci'nin canlandırdığı tommy devito karakterinin, billy batts'ı (frank vincent) mutfak bıçağıyla toplam 7 kez bıçakladığı sahne yüzünden, goodfellas'ın ilk deneme gösteriminde onlarca kişi sinema salonunu terk etmiş.

    -genç henry (christopher serrone) filmde sağ elini kullanıyor. büyük henry (ray liotta) ise solaktır.

    -joe pesci'nin ''nasıl komik'' sahnesi, pesci'nin chicago'daki sarhoş gangsterler arasında şahit olduğu benzer bir olaydan esinlenilerek çekilmiş.

    -örümcek karakterinin (michael ımperiolo) tommy tarafından öldürüldüğü sahne çekilirken imperiolo'nun eli kırılmış bir cam yüzünden kesilmiş ve onu hastaneye götürmüşler. doktorlar imperiolo'nun göğsünde kurşun yarası gibi görünen şeyleri görmüşler ve büyük bir telaşla tedavi etmeye çalışmışlar. imperioli doktorlara onların makyaj olduğunu anlatınca onu hasta sırasının en arkasına yollamışlar ve üç saat beklemek zorunda kalmış.

    kaynak
    kaynak
    kaynak
    kaynak
  • tam bir masterpiece başkada birşey demeye gerek yok, en iyi oyunculuğuda martin scorsesenin annnesinin çıkardığı kanısındayım, bu kadar mı doğal oynanır kardeşim helal olsun valla. bu arada bir anneyle oğul bu kadar mı benzer bilemiyorum, filmi ilk gördüğümde acaba martin scorsese peruk takıp kadın rolüne mi girdi demiştim o kadar yani.
    --- spoiler ---
    ufak bir trivia veriyim bu arada, filmin sonunda jimmy conway'in 2004 yılında şartlı tahliye edileceği söylenmiştir lakin kendisi 1996 yılında akciğer kanserinden hayata gözlerini yummuştur,allah taksiratını affetsin,amin.
    --- spoiler ---
  • filmlerin ilk 5 dakikası seyirciyi içine çekmelidir düsturuna acayip bir boyut katmıştır. filmin ortasındaki bir sahneyi jenerikten önce girer adamı harbiden içine alır, çiğner, sindirir sonra da filmin sonuna kadar bağırsaklarda posasını çıkarıp bitişte dışkı gibi atar. şöyledir:

    ray liotta arabayı kullanırken bir ses duyar. robert de niro ve joe pesci uyumaktadır. uyandırır onları ve bir ses duyduğunu söyler. lastik patladı zannedip arabayı sağa çekerler. anlarlar ki ses bagajdan geliyor. hay allah falan derler. daha kuytu bir yere gidip bagajı açarlar içerde her anlamda daalmış feci dayak yemiş bir adam vardır. de niro 5-6 el ateş eder adama. pesci bıçakla deşer. bagajı kapatıp yola devam ederler.
    sen de izlerken: "ha hööö... nası? ne? nooluyo?" dersin
  • bu cumartesi buddha barda çalacak olan grubun adı. bayaa sıkılarmış görücez bakalım!
    4.5 sene sonra gelen edit : güya reklam yapmaya calismisim. yani hakkaten sadece gülüyorum, ulan sunu okuyanin gelecegi varsa da gelmez. sikilarmismis, kimse anlamamis kendi reklamini yaptigini kaz millet dimi. insan degisiyor, hakkaten bayaa degisiyo:)
  • filmde dikte edildiği üzere, gerzekler olarak, hayatın görmediğimiz boyutunu gözümüze sokan enfes bir film. çekimler, diyaloglar, bakışmalar bile çok profesyoneldi. şahsımın böyle kötü adamlar, yeraltı dünyası, mafya meseleleri gibi filmlere olan ilgisine istinaden söyleyebilirim ki her bir rol için seçilen oyuncular son derece yerindeydi.

    ancak filmi gözümde mükemmel kılan özelliği, detayların olağanüstü şekilde işlenmesiydi. oyuncuların her bir bakışı, mimiği, burunlarını çekişi bile sahneyi olması gereken havaya sokuyordu.

    özellikle aklımda kalan birkaç konuyu ise şöyle belirtebilirim.

    --- spoiler ---

    * henry (ray liotta) sadakatinin karşılığını yıllarca fazlasıyla alır. ilk mahkemesinden çıktıktan sonra mafya eşrafının "milli oldun adamım" tarzı sevinç gösterilerinde bildiğin kahkaha attım.

    * bir yerden bir yere toplu taşıma ile gitmenin gerzekçe görüldüğü bir dünya var. ve bu dünya giderek büyüyor. aidiyet duygusu filmin daha çok başında işleniyor. ve italyan-irlandalı-yahudi ayrımının ekseninde, çok mantıklı bir dağılım olmadığının farkındayım, aslında alt mesaj olarak seyirciye açıkça aktarılıyor.

    * jimmy (robert de niro) her zaman var olduğunu görmemiz gereken esas kötüdür. resmen tony (joe pesci) üzerinden mesajları verip, büyük soygundan sonra ters köşe yaptılar. bayıldım!

    * karen'daki (lorraine bracco) bacaklar bende olsa dünyayı ele geçirirdim.

    * henry ve karen'ın tanık koruma programına katılıp, normal vatandaş olduktan sonra boşanmaları çok ironiktir. sen her türlü manyaklığı yaşa, iki çocukla, mafya-uyuşturucu saflarında maksimum adrenalin durumunda bile boşanma. sonra gel hayatının en sakin döneminde boşan.

    --- spoiler ---

    izleyin bunu. benim gibi de geç kalmayın böyle.

    edit: off müzikleri de çok iyiydi. her 10 yıllık döneme has, özenle seçilmiş, kült eserler dinledik. adamlar yapmış.
  • tarantino'nun muhtemelen 1268 kere seyretmiş olduğu filmdir.
  • the sopranosun esin kaynağı olmuştur kanımca.
  • her ne kadar uzun suren bir film olsa da sadece tommy devito'nun (joe pesci) manyakliklari bile filmi sikilmadan izlemenizi saglayan faktorlerden biri. bu filmin ba$kahramani $uphesiz ki henry hill rolundeki ray liotta'dir, zaten hikaye de onun agzindan anlatiliyor. ilerki yillarda bu adamin uluslararasi capta buyuk bir $ohrete kavu$amamasi bana hep mark hamill'i hatirlatir. kendisini ilk olarak 1992 yapimi unlawful entry filminde obsesif polis memuru rolunde izlemi$tim, ki film son derece surukleyici olmasina ragmen ikinci sinif bir filmdi. goodfellas'taki rolu ile en iyi yardimci erkek oyuncu oscarini kazanan joe pesci sanirim "fuck" kelimesini bir filmde bu kadar cok kullanip uzerine oscar kazanan yegane insan. bence kendisi oscar'i $u sahne ile goturmu$tur: filmin ba$larinda arkada$lari ile masada ne$eli bir muhabbet icindeyken, gulu$meler arasinda henry'nin "you are a funny guy" lafinin uzerine "what do you mean i am funny?" der, henry kem kum eder, i$te oyle boyle ne$eli, eglencelisin der ama tommy gittikce o me$hur takintili, $izofren tavrini gosterir, "funny how?, funny like a clown?" "am i here fuckin' to amuse you? how am i funny?" der, henry iyice tirsar... i$te bu diyalogun oldugu sahne filmin en guzel yeri bence.

    i$ler tikirinda giderken, sabah evden cikmaya hazirlanan henry, karisinin paraya ihtiyacim var lafinin uzerine, "ok how much you need?" diye sorar, karisi ise ba$ ve i$aret parmalariyla istedigi kalinligi gosterir: "that much". hep du$unmu$umdur bu sahne kadinlara kotu ornek oluyor diye. allah gostermesin e$lerimiz her sabah bunu yapsa 2 gun sonra donumuz bile gider evellallah.

    filmin en komik yeri ise me$hur hakki bulut kilikli, takimin en salak adami rolunu oynayan herifin elindeki caydanlikla di$ari cikmaya calismasidir. tommy'nin laflari resmen izleyenleri yarar:

    -come on, make that coffee and let's go
    ....(adam elindeki caydanlikla kapiyi acar ve di$ariya yonelir)
    -what the fuckin' you doin', it's a joke, joke.. put the fuckin' pot down..

    hikayeye gore jimmy (robert de niro) bu yil (2004) 78 ya$inda hapishaneden cikiyormu$. film tarih itibariyle imdb top 250'de 54,812 ki$inin verdigi oylarla 10 uzerinden 8.5 puan almi$ ve en iyi 28. film olma $erefine eri$mis durumda.

    tavsiyem, bu filmi seyrediniz ve seyrettiriniz.
  • *

    filmde henry hill hapishaneden çıktıktan sonra uyuşturucu işine girmek ister, ama akıl babası ve kendisini mesleğe sokan insan olan paully* kendisini bunu yapmaması için uyarır. buna rağmen uyuşturucu işine giren henry sonunda uyuşturucu müptelası olmuştur, karısıyla durmadan kavga etmektedir, ailesi mutsuzdur; üstüne üstelik sonunda yakalanır.

    bu bağlamda scorsese aynen godfather'daki don corleone gibi ahlakçı bir tavır takınmış ve "uyuşturucu işine girenin sonu bu olur!" demiştir, bu derece didaktik olmayan bir tavır ile.

    filmde scorsese, coppola'nın godfather'daki tavrının aksine, mafyaya alabildiğine gerçekçi ve bu gerçekçiliği perçinleyen bir nesnellikle yaklaşmıştır. scorsese'in karakterleri godfather'daki gibi estetik ve etik kaygılara sahip değildirler. ama bu coppola'nın mafyayı illaha idealize ettiği manasına gelmez. scorsese'in filminde durmaksızın vurgulanan mafyozoların kanuna karşı üstünlüğüdür; kanuna karşı gelmelerine rağmen paşalar gibi yaşayışları, ama sonunda kanunun kazanışı anlatılır, scorsese'in ahlakçı hikayesinde. coppola'nın filminde (birinci filmi baz alıyorum) ise mafya ile kanun arasında bir karşılaşma söz konusu değildir; bir mafya ailesi ile diğerleri arasında, kendi içinde bir sosyete arasındaki rekabet aktarılır. bu sosyetede corleone ailesi ne kadar karizmatik, stilize bir üslup ile erdemli ve ağırbaşlı aktarılmışsa, diğer mafya üyeleri de onlara kıyasla erdemsiz ve iki yüzlü aktarılmıştır. buradan yola çıkıp stilize edilenin suçlular dünyası değil özel olarak corleone ailesi olduğu sonucuna varabiliriz.

    ve coppola sokaktaki şiddeti, insan öldürmenin vahşetini kendi dönemine göre alabildiğine dehşet verici bir şekilde aktarmayı becermiştir. evet, melankolik gangster klişesini başlatan filmlerdendir godfather, ama kendi içinde tutarlı bir ahlak kurabilmeyi becerdiği su götürmez bir gerçektir.

    üstelik godfather'ın hikayesinin geçtiği dönem henüz vahşi kapitalizmin doruğuna çıkmadığı, amansız rekabet piyasasının mafyozo dünyasına tam anlamıyla nüfuz etmediği 40lar iken, goodfellas en vahşi kısımlarını 80'lerin vahşi rekabet ruhundan alır. ve zaten godfather'da uyuşturucu piyasasına geçmek isteyen mafyozolara karşı burun kıvıran don corleone'nin hikayesi de değişen zamanlara ve kızışan rekabete dikkat çekmekte değil midir?
hesabın var mı? giriş yap