• can yucel in yurek kabartan, goz sulandiran $iiri.

    hayatta ben en çok babamı sevdim.
    karaçalılar gibi yerdenbitme bir çocuk
    çarpı bacaklarıyla- ha düştü, ha düşecek...
    nasıl koşarsa ardından bir devin,
    o çapkın babamı ben öyle sevdim.

    bilmezdi ki oturduğumuz semti,
    geldi mi de gidici hep, hepp acele işi!..
    çağın en güzel gözlü maarif müfettişi,
    atlastan bakardım nereye gitti,
    öyle öyle ezber ettim gurbeti.

    sevinçten uçardım hasta oldum mu,
    40'ı geçerse ateş, çağ'rırlar istanbul'a.
    bir helallaşmak ister elbet, diğ'mi, oğluyla!
    tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
    ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

    en son teştifine çıkana değin
    koştururken ardından o uçmaktaki devin.
    daha başka tür aşklar; geniş sevdalar için
    açıldı nefesim, fikrim, canevim.
    hayatta ben en çok babamı sevdim.

    yillar sonra gelen edit: bu siiri ufakken okudugumda hep babamin beni geride birakip terk-i diyar edecegini dusunurdum, gozlerim sulanirdi. 5 dakika olsun yuregim dayanamazdi bu dusunceye. ama tam tersi oldu, annem beni birakip terk-i diyar eyledi (bkz: anne/@hadileen). simdi bu siiri her okudugumda can yucel e kiziyorum "babani ozledigini bu kadar guzel anlattigin bir $iirin var da annene niye yazmadin boyle buyuk yurekli bir siir diye. bu siiri okuyup hala babam icin uzuldugumde anneme ihanet ediyormu$um gibi geliyor, 25 sene once birisi bana "anneni mi daha cok seviyorsun babani mi?" diye sormu$ gibi hissediyorum.
  • bu şiirin aslında bir de son kıtası olduğunu duymuştum bir zaman ama asla okunmayan:

    bir gün nebahat teyze sordu
    sen hiç anana şiir döktürmedin mi diye
    döktürdüm, döktürmez olur muyum
    her seferinde kahpe rüzgar
    aldı götürdü onları
    hem ben beni 17 yaşıma kadar
    elleriyle yıkayan anama
    şiir yazabilecek kadar şair değilim
  • cogunlukla kiz cocuklari tarafindan yasanan duyguyu ifade eden cumle. sizinle cocuk olabilmis bir babaysa karsinizdaki, sabahlari arkadaslarinizin oldugu yeri aksam eve gelisiyle birlikte devralan, plastikten evler, apartmanlar kurmak icin yemek saatini geciktiren, sacma sapan sorularinizdan bikmayan, yorulmayin diye sizi sirtinda tasiyan, arada sirada masuscuktan kusup de odaniza gittiginizde mutlaka arkanizdan gelip gonlunuzu alan, butun bunlarin sayesinde sevginin ve guvenin nasil birsey oldugunu kucuk yasta hissettiren biriyse, ilerdeki sevgi arayislarinizda da basrolde olacaktir. bu cumle de, gun gelip de ona benzer birini bulana kadar soylenecektir.
  • insanın içini acıtan cümle.

    o ansızın gittiğinde anlarsın bunu; onu geri vermesi için varlığından bile şüphe ettiğin tanrı'ya yalvarırken. karşında dikildiğin mermerin başında defalarca onun adını okursun, inanmak istemezsin.hala onun bıraktığı küçük kız çocuğusundur * .onsuz geçen seneleri biriktirirken emin olduğun tek şeyse hayatta en çok onu sevdiğindir.
  • sizin hiç babaniz öldü mü?

    sizin hiç babanız öldü mü?
    benim bir kere öldü kör oldum
    yikadılar aldilar götürdüler
    babamdan ummazdim bunu kör oldum
    siz hiç hamama gittiniz mi?
    ben gittim lambanin biri söndü
    gözümün biri söndü kör oldum
    tepede bir gökyüzü vardi yuvarlak
    söylelemesine maviydi kör oldum
    taslara gelince hamam taslarına
    taslar piril pirildı ayna gibiydi
    taslarda yüzümün yarisini gördüm
    bir sey gibiydi bir sey gibi kötü
    yüzümden ummazdim bunu kör oldum
    siz hiç sabunluyken agladiniz mi?

    cemal süreya
  • hayatta ben en çok babamı sevdim.. gülümsemesindeki sıcaklığı, bakışlarındaki sahiplenmeyi..
    bir tek güzel söz yeterliydi emeklerinin karşılığını aldığını hissetmesi için..

    şimdi sana yazıyorum baba.. bir sözden de öte, içimdekileri..

    her cocugun babasi kendi gozunde dunyanin en guclu insanidir ya hani, iste o guclu ellerin bir kez olsun kalkmadi bana.. bana verdiklerinin yaninda istediklerin cok azdi aslinda.. buyudukce, belki de baba olmaya yaklastikca anliyor insan..

    o zor ameliyatindan sonra sagligina kavusma sansin milyonda bir diyen doktora inat savasini gordum senin, 6 ay boyunca sirtustu yatmak zorunda kalmana ragmen kucuk ogluna hicbir seyi belli etmeden umut vermek istemeni gordum..

    biricik oglunun mutlulugu senin de mutlulugundu..

    sevgini vererek saygimi kazandin.. sana layik bir evlat olmaya devam ederim umarim ve senin gibi bir baba olmayi basarabilirim..

    ben hayatta en çok seni sevdim..

    yaptiklarin ve yapacaklarin icin bir tesekkur daha etmek istedim burdan.. belki hic okumayacaksin bu yaziyi ama eger ki okursan eminim gozunden dokulecektir bir damla yas..

    evet.. hayatta ben en çok babamı sevdim..
  • bu cümleyi söyleyebilmek ve can babanın şiirini okuyabilmek için, genelde babanın ölmesi, çocuk ve genç ruhunun kendini onarması için epey yılın geçmesi, babanın anısıyla defalarca yüzleşilmesi, babanın anlaşılarak en azından "kendince haklıydı canım..." denebilmesi veya söyleyecek olanın baba olup evladına nasıl davranacağını bilememesi, "siz hiç baba oldunuz mu, doğumhanenin kapısında heyecan ve acıyla bekleyip, , 50 kuruşluk bileti süte ekleştirmek için yürüyerek, evde çocuk beklerken mesaiye kalıp, söyleyecek laf bulamayıp tokatı yapıştırıp, siz hiç, baba olabildiniz mi, babanızı düşünmeden." mealinde şiirler yazacak hale gelmesi ve her iki olasılıkta da "ulan, babam da adam gibi adamdı hani, babaydı yani!" diyebilmesi gereklidir.
  • yüzüne karşı "hayatta ben en çok seni sevdim" diyemedikten sonra pek de anlamlı olmuyor, dua yerine geçer en fazla.
  • yılın bir günü kapıyı çalanlardan. varsın çalsın.
  • yılın bir günü ağzımın sakızı, ruhumu dağlayan kalp sızısı.
hesabın var mı? giriş yap