• grek uygarlığı'nın zamanla doğu'nun düşünce ve davranışlarını içererek, bu kalıplar içerisinde erimeye başlamasıyla ortaya çıkan dönem.
    m.ö. 4. yy'ın ortalarından başlayarak, makedonya kralı iskender grek kültürünü genişletmiştir. m.ö. 334'te çanakkale boğazını geçerek asya'ya girmiş, suriye ve mısırişgal etmiş, sonra da iran'a ve keşmir'e kadar yayılmıştır.
    grek medeniyeti'nin yayılışı 2 evreye ayrılabilir. birincisi bir hellenleştirme evresidir. yeni siyasi, felsefi, teknik kavramların yaratıldığı bu evre yunan-makedon dünyasından bağımsız, ancak yunan-makedon uygarlığının asya ve kuzey afrika'daki yansıması olarak görülür. ikinci evre, doğu uygarlığının batı'ya maddi ve manevi bakımından üstün gelmesiyle belirgindir. roma'nın hellenistik siyaset düzenini yıkmasına kadar sürmüş, yunan kültürü bu evrede bütün akdeniz'e yayılmıştır. hellenistik dönemde ortak bir eğitim, sınırları aşarak, birçok ülkenin aydınlarını birleştiren bir kültürü yaymıştır. hükümdarların bilim ve sanat koruyuculuğu bilginin değerini artırmış, yunan felsefesi eski canlılığını yitirmekten kurtulmuştur. bu gösterişli bir lüks ve konfor dönemi, yeni eflatunculuk şeklini alarak, roma imparatorluğu döneminde de rol oynamış, imparatorluğun hristiyanlaşmasıyla yok olmuştur.
  • kent devletinin sona erdiği m.ö. 323 yılıyla hellenistik çağın son büyük imparatorluğunun roma’nın bir parçası olduğu m.ö. 30 yılı arasındaki dönemin felsefesine verilen ad.

    bu dönemde yer alan dört büyük felsefe okulu sırasıyla, akademi, peripatetik okul, epikürosçu ve stoacı okuldur.
    bu dört okuldan, hazcı ahlâkı ve tanrı’nın evrene müdahalesini reddeden varlık görüşüyle epiküros felsefesi,
    daha ağır basan ve döne­me çok büyük ölçüde damgasını vuran felsefe olmuştur.

    amaçlı bir evren anlayışıyla en yüksek insani iyi olarak, aklın doğru ve yerinde faaliyetine duyulan inanç ise, en güçlü ifadesini stoacılarda bulmuştur.
    stoacıların görüşlerinde somutlaşan bu amaçlı evren görüşü, son çözümlemede sokrates’ten miras alınan bir görüş olarak epiküros’un varlık görüşüyle karşıtlık içindedir.

    bu dönemde ortaya çıkan başka bir felsefe okulu da dogmatik oldukları gerekçesiyle tüm felsefelere ve özellikle de stoacı felse­feye gösterilen tepkiyle seçkinleşen, kuşkuculuk olmuştur.
    nihayet dönemin sonlarına doğru, poseidoinos panaetios ve antiokhos, stoa felsefesini platon ve aristotelesçi öğretilerle birleştirmeye çalışmıştır.

    nietzsche, hellenistik ve diğer yunan felsefesi hakkında şu yorumu yapar:

    "yunanlılar, gerçekten sağlam bir millet olarak, felsefe yapmakla, bütün başka milletlerden çok daha büyük ölçüde felsefeyi meşru kıldılar. ama vaktinde duramadılar, çünkü kuru ihtiyarlık çağlarında felsefeden, sadece hristiyan doğmatiğinin sofuca akıl oyunlarını ve pek kutsal kılı kırk yarmalarını anlamakla beraber, kendilerini felsefenin ateşli taraftarları olarak gösterdiler.
    "vaktinde duramadıklarından ötürüdür ki, kendilerinden sonra gelen barbar aleme gördükleri hizmeti kendi elleriyle ufalttılar."

    kaynak
    felsefe.gen.tr
  • aristo'nun olumunden ilkcagin sonuna kadar olan felsefi gelismeler hellenizm yada roma felsefesi adi altinda toplanir.. genelde roma doneminde ve romali filozoflarca gelistirilmistir..

    esasen hellenizm, yunan kulturunun buyuk iskender'in seferleriyle yayilip, misir mezopotomya ve anadolu felsefesiyle kaynasmasidir.. yani hellenizm bir bilesimdir, yunan kulturu ile yunanli olmayan kulturlerin karisimindan dogmustur.. bu donemin yani helenistik donemin belli basli ozellikleri:

    1-bu donemde tek tek bilimler artik felsefeden ayrilmaya baslar.. oncesinde felsefe kavrami hem bilimi hem felsefeyi kapsarken artik bilimler arilmistir..

    2-helenistik felsefe, insani nasil bir yasayisin mutlu yapacagi sorusuna cevap aramistir yani bir ahlak felsefesidir..

    3-ikinci maddedeki konuya hakim olan insan bilge insandir ve bu donemde ana erek, bilge idealidir..

    4-bu donemde felsefi bir dunya gorusu dinin yerine konulmak istense de din dusuncesi baskin gelmis helenistik felsefe dinle ic ice gecmistir..

    kisacasi hellenizm roma felsefesi ahlaksal donem ve dinsel donem olarak ikiye ayrilabilir.. ahlaksal donem: kuskuculuk, epikurosculuk, stoacilik olarak isimlendirilirse, dinsel donem icin de, philon, philotinos isimleri verilebilir..
  • nasıl 20. yüzyıl ve şu an içinde bulunduğumuz yüzyılda daha açık ilişkiler geliştiren bir dünya toplumu yaşam tarzlarını altüst ettiyse, o zamanlarda da hellen kültürü yayıldıkça hellenizmin ulaştığı yerlerde din, felsefe ve yaşam tarzları birbirileriyle iç içe geçip altüst olmuştur. hellen kültürü yerel kültürleri etkilediği gibi, yerel kültürler de hellenizmi etkilemiştir. kültürlerin harmanlandığı uzlaşımcı (politik olmayan bir uzlaşım) yeni bir dünya toplumu doğmuştur. hellenistik dönem bir anlamda globalleşmenin antik bir çeşidini oluşturmuştur. hellenizm artık sadece atina ve yunan kent devletleri agoralarında değil avrupa'da, ortadogu'da, hindistan'da ve mısır'da insanların hayatını şekillendirmiştir.
  • öncelikle bu bir dönemin ismidir. bu dönem makedonya kralı iskender'in yunanistan'dan geçerek hindistan'a kadar uzanan seferleri sonucu başlamış ve şekillenmiştir. bu seferler sonucu yunan kültürü doğu düşünceleri ile karşılaşmış ve iki kültür kaynaşmıştır. hellenizm denilen bu süreçte yunan felsefesi teoriye olan ilgisini kaybetmiş, pratik olana yönelmiş, dolayısı ile tek tek bilimlerin gelişmesine neden olmuştur. ayrıca doğu ve batının dinlerinin birbirine karışmış olmasından yunan felsefesi de etkilenmiş ve içerisine bir sürü dini tasavvur eklenmiştir.
  • eski yunanların inancına yönelik günümüzdeki bakışa göre, bu toplumun geleneklere karşı olan tutumu nispeten daha uyuşmacı bir nitelik sergilemekteydi. bunda, anadolu da dahil olmak üzere birden fazla kökene sahip, çeşitli yerel ve göçmen inançlarının sentezi olarak ortaya çıkmış bir din olan yunan polyteizminin rolü vurgulanır. j. campbell; antik yunan mitolojisinin vı. v. yüzyıllarda edebiyata dönüşmeye başlamasından dolayı bu halkın, zihinsel bir dönüşüm yaşadığının öne sürüldüğünü aktarmaktadır. bu sosyokültürel evrimin ardından, erişkin bireyin normu artık toplumdan beslenmez, rasyonel bireysel gelişime dahil olur. toplumun barındırdığı bu bireysel nitelik, günümüzün sosyal kültürünün temelleri haline gelmiştir (en azından batı'nın).
  • hellenizm iskenderin ölümünden sonra başlamış, anadolunun m.ö 30 roma fethine kadar sürmüş dönemdir. bu dönemde ortadoğu, küçük asya, asya da çeşitli şehirler kurulmuş. sanat ve teknoloji felsefe alanında kayda değer ilerlemeler olmuştur. yunanca birnevi o dönemin ingilizcesi olmuştur. bununla birlikte olumsuz yanlarında vardır. bu dönemde asimilasyon ve yunan olmayan halklara karşı baskılar vardır. yunan dili ve dini zorla kabul ettirilmiştir. likya lidya misya karya halkları bu dönemde yok edilmiştir. anadolu zorla yunanlastırılmıştır. fenike trakya mısır gibi yunan olmayan halklar bu dönemde iyice zayıflamıştır. yunan koloniciler heryere yayılmıştır. diğer yandan hellenizm batı medeniyetin temelinde önemli yeri vardır. eukleides, pergeli apollonios nice bilim adamı bu dönemde varoldu. şehirlerleşme alanında çağ atladı. kentler daha modern ve büyük hale geldi. ipek yolu ticareti yine bu dönemde başladı. helenistik dönemiafganistanı bile günümüz afgnistanından ileridir.
  • bati dunyasinda greek yerine hellenistic tabirini dile getiren bir kultur calismasiyla yeniden canlandirilmak istenen hede.
  • bati uygarlığının kökeni kabul edilen yunan kültürünün bütünü.
    (bkz: helen kulturu)
  • i.ö 500-4yy arasında varolmuş kültür.
hesabın var mı? giriş yap