• imlâ.

    kılavuzu ekşi sözlük olanın, imlâsı boktan kurtulmaz.
  • askerlik şubesinin ilk yolunu tuttuğumda, işlemlerimin yapılacağı büroya girmeden hemen önce bir boy aynasıyla karşılaşmıştım. aynanın tepesinde kocaman puntolarla bir yazı yazıyordu: kıyafetini düzelt. o protest halimle sinirimi kaldırmıştı o yazı ilk gördüğümde.

    çok yıl geçti. konu militarizmle yahut antimilitarizmle alakalı değil ki o ayrı bir denizdir. lâkin oradan öğrendiğim bir şey var; her yerin, her konumun, her kurumun, her ilişkinin, her diyaloğun, her insanın kendine özgü bir dili var. ve de takdir edersiniz ki kuralları...

    işte o noktada varlığını kabul ettirmek için o kurallara uyarsın. ciddiye alınmak için bir dili konuşmaktır bu. imla da böyle bir şey...

    ha dersin, ben yapı bozucuyum, kuralları ben koyuyorum, anarşist bir yakarışa, haykırışa bağlarım hitabımı, muhatabına, muhatabın olup olmadığına, ne derece muhatap olunduğuna bağlarsın o düzlemde de konumunu... eyvallah...

    uyandırabildiysek bir derece kelvin cinsinden de olsa, ne mutlu bize.
  • ciddi ve havalı bir tarz sahibi olmak için deliler gibi uğraşan kimi bireylerin, beklenmeyen heyecan veya öfke anlarında, bir anda çok şey anlatmaya çalışıp kafasını gözünü yararak çuvalladıkları, günümüzde pek itibar görmeyen yazın geleneği.

    insan beyninin parmaklardan daha hızlı işlediği gerçeğini kabullenip derin bir nefes alarak arkaya yaslanmak, yazılacakları kafada bir kez daha toparlamak ve özellikle anlamı tam olarak bilinmeyen kelimeleri kullanmaktan kaçınmak suretiyle üstesinden gelinebilecek bir kusurdur, endişeye mahal yok efendim.
  • sarhoşken bile aşırı dikkat ettiğim şey. onun dışında bütün entry'lerimi birkaç kez okurum de'ler da'lar ayrı olmuş mu diye kontrol ederim. unuttuğum şeyler olabilir ama elimden geleni yapıyorum en azından.
  • sanılanın aksine şapkalı da şapkasız da kullanılır. tdk nın sitesine girip taratıldığında şu sonuçlar çıkar.

    imla ar. iml¥¢
    a. (imla:, l ince okunur) 1. yazım: “imla bahsi, yalnız bizde değil, fransa'da dahi gariplikler uyandırmıştır.” -a. rasim. 2. esk. doldurma, doldurulma.

    güncel türkçe sözlük
    --------------------------------------------------------------------------------

    imlâ
    bir dilin söz varlığını o dilde yürürlükte olan ses, şekil, köken vb. kurallara uygun olarak yazıya geçirme; dildeki sözleri kurallarına uyğun olarak yazma.

    bsts / gramer terimleri sözlüğü 2003
    --------------------------------------------------------------------------------
    imlâ
    azerbaycan türkçesi: imla, orfografiya; türkmen türkçesi: orfografiyaa; gagauz türkçesi: orfografiya ~dooruyazılmak; özbek türkçesi: imló; uygur türkçesi: imla; tatar türkçesi: döres yazu ~ orfografiya;başkurt türkçesi: orfografiya;kmk: tüz yaziw ~ yazıw kaydaları ~ orfografiya ~ durus yazılış; krç.-malk.: orfografiya ~ tüz caziw; nogay türkçesi: tüz yazuw ~ orfografiya;kazak türkçesi: emle ~ orfografiya; kırgız türkçesi: tuura cazuu ~ orfografiya; alt:: çın biçiilerininejizi ~ orfografiya; hakas türkçesi: orfografiya ~ orta pazıs; tuva türkçesi: şın pi'jilge ~ofografiya; şor türkçesi: keliştire pazılçatkannarı ~ orfografiya; rusça: pravopisaniye ~orfografiya;~

    bsts / türk dünyası gramer terimleri kılavuzu 1997
    --------------------------------------------------------------------------------
  • yazım kuralları
  • babil kulesini yapan işçilerin durumuna düşmemek için oluşturulmaya çalışılan düzendir yazım. yazım hatalarının belirtilmesinden amaç belirli bir yazım standardının korunmasıdır. aynı şeyi 5 farklı şekilde yazacağımıza, bir şekilde yazıp, her tür yanlış anlaşılmanın önüne geçmektir. bu sebeple "imla" ya da "yazım" kelimelerinin yerine "standart imla" ya da "standart yazım" kullanılmalıdır kanaatindeyim. yoksa yazımda mutlak bir yanlışlık sözkonusu değildir; yanlışlık görecedir. "kabul edilmiş normlara" görece olarak yanlış bir yazımdan bahsedilebilir.

    sözkonusu normlar, standartlar değişebilir, yazım da değişebilir. değişim sağlıklıdır. dili daha bir kıvraklığa, daha bir esnekliğe, daha bir doğallığa götürür. dilin doğal bir gelgit mekanizmasıdır. bir yandan "yazım kuralları" dili sabit tutmaya çalışır, starndartları oluşturup bu standartlarla herkesin birbirini anlamasına çalışır. bir yandan da doğal olan değişim dilden gereksiz kullanımları atar, kelimeleri, çekimleri dilin daha derininde yatan telaffuz kurallarına göre biçimlendirir. basit örnek, sondaki r harfi türkçe için sorunlu bir sestir, standart dil bunu yerinde tutmaya çalışırken, telaffuzda "geliyo", "gidiyo", "bi dakka" gibi kullanımlar, "türklerin r'yi j diye okuması" gibi durumlar, bizim "dil altında" farkında olmadığımız bu sorunu yüzeye taşır.

    yazım dediğimiz bu normlar bütünün korunumu ya da değişimi, dilin kendisinden çok dilin içinde bulunduğu topluluğun tabi olduğu sosyo-politik ortamla alakalıdır. osmanlı devletindeki türkçe'nin normları bir gecede yerini yeni alfabeyle yeni normlara bırakmış, oluşturulmaya çalışılan normların bazısı zaman içerisinde gözden geçirilmiş, yerlerini daha oturmuş normlara bırakmışlardır. azeriler, aslen aynı olan bu dil için farklı normları standart olarak belirlemişler, azerice ona göre farklı bir inkişaf sergilemiştir.

    telaffuz dediğimiz şey ise, "yazım normları"nın daha sosyal olanıdır. yazımın aksine kontrolü daha zordur; kontrol mekanizması da "kabul edilme", "dışlanma", "dahil olduğu sınıfı ortaya koyma" gibi daha sosyal kavramları içerir. telaffuz yanlışını düzelten, başkalarından farklı görülmemeye çalışma dürtüsüdür. ama yazım gibi, somut bir standartta tutulamayan telaffuz, epeyce de oynaktır. kendisi değişirken, yazım üzerinde de değişim yönünde bir baskı oluşturur.

    dün hürriyet gazetesinde bir adamla bir röportaj vardı. sözkonusu şahıs bir nevi yazım polisiymiş de herkesi uyarasıymış. verdikleri örneklerin yarısı da "şu kelime şu şekilde kullanılmaz" oluşturuyordu. mesela neymiş, türkçe'de "bekleme yapmak" diye bir kullanım yokmuş. buna benzer görüşlerin temel hatası, eksik dil kavrayışlarından dolayı dili değişmez bir bütün olarak almaları, belirli bir anda fotoğrafını aldıkları dilin değişmeden öyle kalmasını beklemeleridir. en basitinden yaratıcı kullanımlara karşı çıkan bu kişilerin, telaffuz hataları, ardılı olarak da yazım hataları olarak kendini ortaya koyan dildeki değişimi doğal bir şey olarak görmeleri de beklenemez herhalde.
  • doldurmak.
    genellikle bir sıvıyı biryere doldurmak anlamında kullanılsa da batarya imlası* gibi bir kullanımı da vardır.
    örn: motorin sarnıcı imla etti.
    örn: tatlı su sarnıcı imlası tamam.
  • bir kelimenin dört işlemi olup pek huzur bırakmaz şivesini kaybettirir kişiye..dilin duraksamasına anlam katar ve yine o dil ile izah edilir..varlığı şüphelidir yokluğu kaos ve kısaca ve hatta uzunca tarif istenirse yola dökülmüş asfaltın içindeki çakıltaşlarının hangi nizamla sıralandığını anlayanlar öne çıksın derim.
  • "international maritime lecturers association" anlaminda bir kisaltma.. ne kadar guzel
hesabın var mı? giriş yap