• yazılımı fransa'ya ait falan değildir. bu palavra nasıl uyduruldu, kimler neden ve nasıl inanıyor anlamak zor. dassault firmasının geliştirdiği bir mühendislik ve plm yazılımı kullanılmaktadır geliştirilmesinde. bir yazara "sen neden ms office'i kendin geliştirmedin" demek gibi bir şey.

    (bkz: https://www.engineering.com/…-win-back-from-siemens)

    milli muharip uçak kaan'ın uçuş kontrol donanımı ve yazılımı tübitak tarafından geliştirilmiştir.

    (bkz: https://www.tubitak.gov.tr/…-ucusunu-gerceklestirdi)

    bu kadar cehalet ancak bilinçli bir tercih ile mümkündür.

    edit: entry'den sanki tüm yazılım + donanımı tübitak geliştirdi gibi bir anlam çıkmış sanırım. öyle değil tabi ki.
  • 21 şubat 2024 tarihinde ilk uçuşunu gerçekleştirmiştir.

    tüm vatandaşların bu projeyi sahiplenmesi gereklidir. öyle motorunu oradan aldılar, fırlatma koltuğunu şuradan aldılar diyerek küçümsemeyiniz. bu proje bir mühendislik harikasıdır, yılların emeği vardır. parçaları satın alıp montajladılar işte diyerek kendinizi komik duruma sokmayınız.
    umarım yerli olmayan komponentlerini de geliştirip üreteceğiz, başka bir seçeneğimiz yok, mecbur yapacağız.
    f110 motoru ile uçtu dediğiniz o kaan'ın ilk uçuşunda belki de 10 binden fazla uçuş verisi alındı ve bunlar simülasyon verileri ile değerlendirilecek ve iyileştirmeler gerçekleştirilecek.

    14 yıllık bir projeydi bu, meyvelerini almaya başladık, daha yolun başındayız.
    amerikalısının, rus'un keyfine kalmak istemiyorsak kendi silahımızı kendimiz üretmek zorundayız, yapılan yanlışlara yanlış deyin, doğruyu üretmeye çalışanların da hevesini kırmaya çalışmayın.
  • hakkındaki birçok entry'den anladığım kadarıyla bu kelime konusunda bir bilgi eksikliği ve kafa karışıklığı var. tek tek açıklayalım.

    kelimenin türkçesi "kağan"dır. kaan, aynı kelimenin moğolca hâlinin bir yaklaşığı oluyor. sözcüğün moğolcasında ğ sesi yok. ancak baştaki ses de k değil. kh yahut x olarak da yazabileceğimiz, hırıltılı h sesi.

    dolayısıyla kelimenin türkçesi kağan, moğolcası haan (khaan, xaan) oluyor.

    kelimenin nihai kökeni muhtemelen türkçe değildir. bilinmeyen bir iç asya dilinden alınmış olması kuvvetle muhtemeldir. unvanlar toplumlar arasında sıklıkla el değiştirir, bu da bunlara bir örnektir.

    eski çin imparatorlarının unvanı değildir. çin imparatorlarına kağan diyen, çinliler değil, türklerdir. unvanı ilk kez kullananlar kimlerdir bilmiyoruz fakat siyenpi (hsien-pi, şiyenpi) hükümdarlarının bu unvanı taşıdığını biliyoruz.

    türkçe ve moğolca versiyonları arasındaki fark nedeniyle, cengiz kağan değil (cengiz adına değinmiyorum şimdilik) cengiz kaan veya cengiz han, bilge kaan değil, bilge kağan demek gerekir.

    mete'nin unvanı da değildir. mete'nin (yine mete kelimesine değinmiyorum) unvanı şanyü'dür, (ve büyük ihtimalle) tengrikut'tur.

    "fetheden" anlamına geldiği iddiasının nereden çıktığını ise bilmiyorum. kelimenin yapısı ve kökeni bilinmiyorken anlamının bilinmesi de pek mümkün değil.
  • nedense bu isme sahip erkeklerin görüntülerinde genç kızlara çekici gelen bir veya birkaç unsur (serserilik, kemikli yüz, artistik saç tipi, geniş omuz vs.) vardır.
  • türkiye'nin en iyi okullarından mezun, çok büyük projelerde görev almış bir mühendis olarak bu uçağı yapacağımıza en ufak şüphem yok.

    yapamayız, edemeyiz diye ağlayan insanlardan tiksindiğim kadar kimseden tiksinmedim. bu aşağılık kompleksli insanlar başarısızlığın ayaklı sembolleri. kendileri hayatta hiçbir şey beceremedikleri için, herkesin de kendileri gibi başarısız olacağını sanıyorlar, daha doğrusu öyle ümit ediyorlar.

    bunların dedeleri de beyoğlu'nda ingilizlere yalakalık yapıp, kurtuluş mücadelesi veren atatürk ve türk ordusuyla alay ediyorlardı, "siz kim koca ingiliz imparatorluğu'na kafa tutmak kim" diye. tabii sonunda o çok güvendikleri ingilizler defolup gittiler.

    azerbaycan'ın da üretime ortak olması çok sevindirici. umarım diğer dost ülkeler de katılım sağlar. savunma sanayisi güçlendikçe dış politikada elimiz çok daha rahatlayacak.

    not: kemalist ve ateistim. savunma sanayisini akp'den önce de destekliyordum, şimdi de destekliyorum, akp'den sonra da desteklemeye devam edeceğim.

    aşağılık kompleksli batı özentilerinden akp'den önce de tiksiniyordum, şimdi de tiksiniyorum, akp'den sonra da tiksinmeye devam edeceğim. zira bize bu teslimiyetçi zihniyetin ülke için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu bizzat mustafa kemal atatürk öğretti.
  • akp'nin değil bizim savaş uçağımızın ismi. akp seçimlerden önce son çırpınış olarak bu uçağı kendi propagandası olarak lanse ediyor.

    bu uçak ; "istikbal göklerdedir" diyen , dünyadaki ilk kadın savaş pilotunun manevi babası olan , 1930'lu yıllarda uçak fabrikası kuran mustafa kemal atatürk'ün vizyonudur.

    devletin tüm imkanlarını sadece kendisi için kullanıp , biz yaptık ve sadece biz yaparız demekten başka bir şey bilmeyen bu kirli zihniyet için son yaklaşıyor. şimdi kirli elleriyle bu uçağa sarıldılar.

    uçak hali hazırda uçuşa hazır değilken ; sistemleri tam anlamıyla oturtulmuş ve testleri tamamlanmamışken , hepimizin alışık olduğu şekilde " biz yaptık tabii. işte biz yaparız böyle yaptık çok güzel yaptık" gibi şeyler duyuyoruz yine.

    durun hiç bir şey yapmadınız daha . 2026'larda uçması gereken uçağı seçim öncesi büyük panikle sahaya çıkarttınız. çok amatörsünüz. devleti yönetmeye layık değilsiniz.

    edit: uçağın tanıtım törenine tüm muhalefet liderleri davet edilip hep birlikte tanıtım yapılsaydı bunu yapan kişiye çok büyük devlet adamı derdim. maalesef bizim tek adam çıkmış, uçağın üstüne imza falan atıyor. yazık..
  • sabahın köründe eve gelen şahıs da olabilirmiş bu nev-i şahsına münhasır kişi. özlenenmiş, fark ettim. şimdi uyuyor da olsa tam arkamda ve bunları ona asla söylemeyecek olsam da, yazabilirim.

    sabah 06.30: nefes alamadığımdan mutfaktayım. dudağımdaki uçuk acıdan anırtacak kadar ağrıyor. sarımsak sürüyorum. koku alamıyorum zaten, bi kaç dakikalık işkenceye katlanabilirim. derken... kapı açılıyor anahtarla. zıplıyorum yerimde, hızla kapıya doğru gidiyorum.

    (çıkırt. sessiz olmaya çalışan bi adam düşünün burda)

    - kaan! ne işin var senin burda?
    + ... hoşbulduk tatlım. valizimi nereye koyabiliriz?
    - şuraya koy... ya, ne işin var senin! nerden çıktın sen?
    + nerden çıktığımı sonra tartışsak bebeğim? yani ben açıklayabilirim de, ayıp olur sabahın bu saatinde.
    - kaan neden geldin?
    + (hiç ilgilenmeden) ... anahtarı değiştirmemişsin?
    - gerek duymadım. zaten senden başka bi yabancıda da yok anahtar.
    + aşkolsun, ben yabancı mıyım?
    - kaan! şu an, hemen açıklamazsan çığlık atmaya başlıcam.
    + ... peki anlatıcam. hastasın. merak ettim. bi de özledim seni. tamam belki muhteşem biri olmayabilirim ama özledim seni.
    - ... huf peki. geç içeri. ayakkabılarını çıkar ama.
    + ama çıkarmıyorduk önceden?
    - kaan?!
    + tamam, bağırma. dudağına ne oldu senin?
    - (dudak bükülerek) uçuk çıktı. berbat görünüyorum di mi?
    + masaldan fırlamış gibisin bebeğimmm!
    - hı? kaan sabah sabah zırvalama. lütfen. biraz kendime geleyim, okula gidicem. işim gücüm var benim!
    + ama bebeğim, sen eskiden de masaldan fırlamıştın, masal kraliçemdin benim; şimdi masal cadımsın. berbat görünüyosun cidden. bi dudağı yerde, bi dudağı gökte dev anaları gibi.
    - kaan, senden ayrılmakla çok şık bi hareket yapmışım ben biliyo musun?
    + sen benden ayrılmadın ki? bi gece bi şarkı dinledin, valizini topladın ve çekip gittin. sen ankara'dan ayrılınca, biz de ayrılmış sayıldık.
    - şaka yapıyor olmalısın?
    + çok ciddiyim?!

    .....

    + çay demlemeye vakit yok ama, su kaynattım. bitki çayı da getirmiştim. içiver. uyursun sonra biraz.
    - u-yu-ya-mam! okula gidicem, servis gelecek.
    + tatlım iç şunu. sonra benim ergonomik omzumda uyursun onbeş dakika. saat daha yediye on var.
    - aslında... yok boşver. sen geç benim odama. ben çalışma odamda uyuyorum bu aralar.
    + (kendine çekerek) sen bi gel bakalım benimle. bardağını da alalım. biraz uyu omzumda. dünyanın en dinlendirici uykusu olacak. ben senin omzuna göre ayarladım kendimi. hadi fıstığım. hadi tatlım. bak o en sevdiğimiz uyku hali. çift kişilik yatak orda di mi?
    - hı hı.
    + hadi gel şöyle. uzan bakalım. ben uyumam merak etme. iç şunu hem. hadi...
    - kaan... iyi ki burdasın.
    + tatlım. uyu şimdi. hadi...

    ......

    tatlım, uyu şimdi...
  • kaan mi kagan mi karisikligini gidermek icin "iki a ile" diyenler vardir. biri bana "bak sunda bir tane a var" diye ispatlasin, yeminlen yarin anaokuluna kaydimi yaptiracam.
  • türk mühendisleri tarafından geliştirilmiştir. bir ara bae systems'ten mühendislik desteği alınıyordu, pek de bi faydası olmadı, o iş bitti.

    neden türk mühendisleri diye vurguluyorum biliyor musunuz: mmu ekibi, türkiyenin bir aynası arkadaşlar. solcusu da var, sağcısı da. akşam eve gidip birasını açan da var, namazını kılan da. akp'lisi de var, chp'lisi de. bu insanlar her türlü farklılıklarına rağmen yıllarca bir arada, omuz omuza çalıştılar, birbirlerine destek oldular,, başardılar. başardık.

    evet o uçak gerçek. evet, fırlatma koltuğu ve motoru hariç tüm sistemleri türk malı, tasarlayan ve üreten şirketlere internetten ulaşabilirsiniz. evet, daha bir prototip, daha uçuş testleri yapılacak, ama en zoru, ilk uçuş atlatıldı. ve uçakta tek satır yabancı kod yok, saçmalamayın allah aşkına (bir ara bunu daha detaylı yazarım)

    demek ki olabiliyor. demek ki doğru düzgün bir hedefte kenetlensek, başarabiliyoruz.
  • üniversite yıllarımı güzel kılan, birlikte yaşadığım, bana çok çektiren ama sayesinde kendimi iyi hissettiğim über dağınık, süper karmaşık, müthiş anlayışlı, gölgesi gölgemi örten, ona bağırmalarıma/kızmalarıma "mık" demeden tahammül etmiş, kısaca bütün "en"leri kendinde barındıran sevgilim. artık eski ama olsun.

    evde olduğunu bildim hep. hep evdeydi o. asla kapıyı açmadı bana, hep anahtarla girdim içeri. hep benim izlediğim kanalı izledi tvde, hep benim dinlediğim radyoyu dinledi. komşuların gönderdiği yemeklerden tatmadı bile, elinde bir bardak suyla benim onları büyük bi iştahla yememi, ağzının kenarında muzip bi sırıtışla seyretti.

    hiç bi zaman kirama ortak olmadı. hiç bi zaman faturaları ödemedi. temizliğe yardım etmedi, ama eve gelen temizlikçi ablaya da hiç görünmedi. arkadaşlarım eve geldiğinde, pılısını pırtısını toplayıp arkadaşlarına gitti, rahat edebilmemiz adına. eski sevgililerimi hiç kıskanmadı, esasen yenilerini de kıskanmadı. başımı omzuna dayayıp film izlemedik hiç beraber, ama ne zaman ona sarılmak istesem yanımda oldu. çok gece sabah kadar bekledi başımda, rahat uyuyayım diye.

    çok canını yaktım kaan, biliyorum bunu. hak etmediğin çok laf ettim. ama olsun. 4 koca sene bana katlandığın için teşekkür borçluyum sana, sana ve tüm hayali kaanlara...
hesabın var mı? giriş yap