kuzen

• ben de bi tane var ki şu ahir ömrümün her safhasına becerebildiği ölçüde dert olmuştur..
  
  annesinin doğum gününü kutlıycaz bigün.. "pastayı ben alırım gelirken" dedim, "tamam" dedi anlaştık..
  gittim pastaneye en güzelinden kocaman bi pasta aldım, o kocaman güzel pastanın yanına dandirik mumlarından koyunca pastacı içime sinmedi pek..
  
  "dur" dedim, şu sayı şeklinde olan mumlardan alayım.. hem de 55 yaşına giren yaş takıntılı teyzeme hafiften bi şirinlik yapayım.. sayılı mumlardan bir adet 1, bir adet 8 alıp çıktım pastaneden.. aklım sıra "18'lik gibisin teyzem" mesajı vericem..
  
  neyse.. alıp pastamı düştüm yola, hafif de geç kalmış şekilde yetiştim teyzemin doğum gününe..
  ben girdiğimde yemeklerinin sonuna gelmişti herkes..
  
  kuzenim pastayı elimden aldı, "sen otur masaya yemeğini ye ben de pastayı hazırlıyım" dedi..
  içeri de hummalı bi çalışma, salonda herkesin olaydan haberi yokmuş edalarında takılması filan derken, bi boy küçük kuzen mutfaktan sinyali alıp tüm ışıkları söndürdü birden.. pasta mutfaktan salona doğru, maytaplar ışıklar içinde yürümeye başladı..
  
  bi coşku, gülüşmeler, hafiften alkışlar derken, pasta teyzeme doğru yaklaştıkça, teyzemin suratının analık gibi asıldıkça asıldığını fark ettim.. "lan noluyo" demeye kalmadan, "aşkolsun!" dedi teyzem..
  "81 yaşında mıyım ben?!", "öyle mi gösteriyorum yani?!!".. oturduğum yerden ceylan gibi sekerek yetiştim pastaya, maytapların ateşlerin arasına, yanmak pahasına soktum elimi, değiştirdim 1'le 8'in yerini..
  teyzemin yüzü güldü önce, sonra şen kahkahası duyuldu "ayyyh ilahi sivitas, ahahaha!" diye..
  kazasız belasız kestik pastayı..
  
  sonra mutfakta kıstırdım kuzeni köşeye "lan 81 ne?! öldürtücen mi beni?!" dedim..
  "yııaa ne biliyim ben onların sayı olduğunu?!" dedi..
• bolunerek cogaldigini dusundugum akraba turu. zira erkek arkadasinizin ya da kiz arkadasinizin bir yerlerden^* gelen size gosteremedikleri bir kuzenleri mutlaka vardir . ve acil olarak gormeleri gerekir bu acidan da duygusal bagin aniden canlandigi akraba iliskilerine de ornektir.
• eğer tek çocuksanız, kardeş sevgisini tatmanız için size verilen şansdır
• amcaoğlu iken bu kadar gözde değildi bunlar.
• bazen de ne kadar kardeş gibi yetiştirilmeye çalışılsa da, siz bunu-özellikle tek çocuk olduğunuzdan dolayı- isteseniz de olmayınca olmayan, sadece ismi kan bağında kalan. hatta ve hatta bırakın size destek olup yüreklendirmeyi, sizi küçük gören, başarılarınızı hakikaten sizin elde ettiğinize inanamayan, inanmakta güçlük çeken, sizin mutlu olmanızı istemeyen kişi veya kişilerdir.
• 25 yaşında bırakır gider bazen .
  
  bir telefonla duyup her şeyi geride bırakıp bitmek bilmeyen yollarda ağlaya ağlaya gidersin.
  
  lanetler okursun bindiği arabaya.
  
  anlattığı fıkralar gelir.
  
  gece uyansın oynayalım diye ağzına tıkıştırdığın bonibonlar.
  
  civcivleri ıslatıp tek tek telef etmeniz.
  
  ilk sigara içişiniz.
  
  alacak parası olmadığında mutlaka gizli saklı verdiğin sigaralar.
  
  anne babaya yakalanma korkusuyla sigara dumanını nasıl saklayacağını bilememek.
  
  küçüklüğü gelir aklına .
  
  afacan bakan simsiyah ışıl ışıl gözleri.
  
  erkek kardeşin yerine koyduğun.. kimi zaman beraber gülüp ağladığın o mercan gözleri bir daha göremeyeceğini bilmek.
  
  bir daha anneanneyi dedeyi teyzeyi dayıyı dedikodusunu yapacak akraba bulamamaktır.
  
  kuzen kaybetmek kardeş kaybetmektir.
  
  ve ne zaman anlattığı fıkrayı birisinin ağzından duysan. sansür uyguladığı kelimeleri duymak istersin.
  
  onun gibi anlatamadığı için küfredersin .
  
  hayata küfredersin.
  
  neden sevilen kişiler erken gidiyor.
  
  geride kalanı düşünmüyorlar diye.
  
  sonra anne babası gelir aklına....
  
  onlar kadar acı çekemediğin acılarını paylaşamadığın için üzülürsün kahrolursun.
  
  kuzen demek kardeş demektir.
  
  kardeşlerinizin kıymetini bilin.
• kucukken kardes gibi oldugun,buyudukce ayristigin,zamanla kopup gittigin amca-hala-dayi-teyze cocuklari
• çocukken insanın ağzındaki sakızı dahi paylaşabilecek derecede teklifsiz olduğu insan. kardeş gibi, bazen kardeşten daha yakın bir şey. kardeşimle aramda 8 yaş fark var, şimdi pek o farkı hissetmiyoruz ama çocukken uçurum gibiydi o 8 yaş. o 3 yaşında bebekken ben 11 yaşında koca çocuğum yani. kardeşimin yerinde kuzenim vardı, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, dedim ya ağzımızdaki sakıza kadar paylaşırdık. birinin sakızı varsa diğerinin canı çeker diye bölüşürdük. amma hisli ve hijyenden bihaber çocuklarmışız yahu. çok güzeldi ama be! bu derece yakın olmak, üçün beşin hesabını yapmadan bulduğumuz en ufak bir şeyi bile böyle bölüşebilmek. hiç unutmuyorum bu kerata bir gün annesinin cüzdanından para aşırmış bana yerde buldum demişti. mevsim yazdı, biz o parayla gittik dondurma aldık, mısır aldık, bir sürü abur cubur aldık, bir güzel yedik beraber. sonra da bir dünya fırça yedik, onu da beraber. paranın kime ait olduğunu önemi yoktu, kimin ısmarladığının önemi yoktu, tek önemli olan birlikte olmaktı. ne zamandır görmedim, anne oldu çoluk çocuğa karıştı ama ben hala o küçük yaramaz kızı görüyorum ona baktığımda. özlemişim lan.
  
  edit: dişi kuzene kuzin denir biliyoruz da kasmaya gerek yok bence hepsine kuzen de gitsin. türkçe fransızca gibi dişil eril ayrımı olmayan bir dil sonuçta.
• özetle, satabildiğin arkadaştır...sen kuzenini satarsın, kuzenin seni satar, sonunda bayram sabahı ananne evinde beraber baklava yersin, geyik yaparsın...süper bir rahatlık ve doğallıktır...
• teyze cocuklari+dayi cocuklari+amca cocuklari+hala cocuklari = kuzenler.