• çok güzel sözlere*sahip en güzel ahmet kaya şarkılarından biri. çok umut verici bir kelime. merhaba!

    "yağmur yağsın isterdim bu sabah
    merhaba soylu sevdam merhaba
    ipil ipil düşşün betona
    merhaba sevgili vatan merhaba
    ve uçuk gece güvercini
    nazlı nazlı uçsun buluta merhaba
    bütün sabahların bu saati
    en fazla sevdiğim vakit
    son kez merhaba."
  • "içimde kötü bir niyet yok", "benden sana zarar gelmez" manasında sözcük, beraberinde sağ elin kaldırılması ve avuç içinin gösterilmesi ise gizlice silah taşımıyorum maksatlı olarak anlamı pekiştirmek için yapılan bir tamamlayıcı harekettir çok eski zamanlardan beri, ilk defa tanışılan, karşılaşılan ve haliyle nötr olunan kişilere karşı kullanılması daha doğrudur, tanışıklık ve hoşlanma artıkça yerini "selam"a, "naber" e ya da azaldıkça "de kaybol gözümün önünden" e, "bak hala duruyor" a terfisi mümkündür.

    birde david eddings in tamulisinde trollerin "sopam yok" diyerek ellerini kaldırıp selamlaşması tam kullanımıdır aslında*.
  • merhaba: kökeni arapça olan ve benden sana zarar gelmez anlamındaki sözcük
  • beş buçuk yıl önce, sıradan bir salı sabahı. herkes kütüphanede ilim irfan semalarına karışmışken, ben en eski rüyalarımdan birine dalıyorum yine: "bir gün mutlu olacakmışım". kütüphanelerin garip bir huzuru vardır hep. o huzurun yan etkisi bir hayal işte. bir yandan da sanırım mihri hatun'un divanı ile ilgili bir şeyler okuyorum. mihri'nin hayatı da gaz veriyor... dikkatim dağılıyor birden...

    pencerelerin içeri buyur ettiği kocaman kış güneşi demetleri "yüzünü" gizliyor benden. aragorn'un fangorn'da gandalf'i ışıktan göremediği/seçemediği sahnenin içine düşüyorum adeta. kasım güneşinin beklenmedik zerafetine mi hayran oluyorum, yoksa sana mı? nereye bakınıyorsun? niye sana bakamıyorum? adım at. kurtar beni şu gündüz körlüğümden...

    ışığın altındasın ve sana bakıyorum. hatırlıyorum, net tabirle öküz gibi sana bakıyorum. birkaç saniye öyle kalıyorsun, kıpırdamadan ama capcanlı. ve diğer her şey de durağan adeta. kütüphanedeki herkes kusursuz bir oyunda usta birer pandomim sanatçısı. güneş ışığının o narin tayfının altında o kadar canlısın ki.. bir kütüphane dolusu insan senin yanında o kadar cansız ki. onlara canlı diyebilmem için seni öldürmek gerekiyor adeta. nasıldı o söz: "o kadar güzelsin ki mumyalanmalısın".

    bi saniye bi saniye... durağanlık bitiyor. ne oldu aslı? şaşırdın birden? aman tanrım bana doğru yürüyor... sanırım hayatta ilk kez bir duam bu kadar hızlı kabul gördü.
    aman tanrım, bana doğru geliyor...
    ellerim nerede? kitap... kitap okuyorum ben. sakin ol kızım. nefes al.
    ver... tekrar derin bir nefes al...

    bazen diyorum, keşke, o merhabayı tam sen yanımdan geçerken söyleseydim.
    ne kaybederdim ki?
    böyle zamansız efkarlarda hep seni hatırlamazdım.
    en azından.
  • "canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr;
    öyle mest oldum ki, gayrın merhabasın bilmezem."

    (bkz: ahmet paşa)
  • ahmet kaya'nin en guzel sarkilarindan biri. dokunma yanarsin albumunde yer alir.
  • yurdumuzda selamlama olarak benimsenmis birkac seslenisten biri.
    dusunup, tasindim; biraz da kafabasei (o ney lan? lan mi? canim sagolsun. eheh yedin, bitirdin lan bizi yine) kasidim da, tipki selam gibi, merhabanin turkce'de karsilayicisi bulunmadigi konusundaki dusuncemi israrla curutmeye calismama ragmen, yerine oz turkce bir kelime koyamadim. ilginc.
    oysa adi guzel, kendi guzel turkcemizde vedalara iliskin oldukca genis bir kaynak vardi...
    * *

    bu hazin boslugu doldurabilecek o sihirli kelami bulup da getirene odul vermek niyetindeyken birden kandilim yandi. sahi ya! turklerin sosyal hayatinda, karsilasma aninda sadece unlem edati kullanilirdi. tabi ki, bir de kas/ goz isaretleri.

    * ooo tarkan! n'aber yigidim?
    ** vay baturhan abim benim!
    *** abari timucin!
  • merhabâ hoş geldin ey rûh-ı revânım merhabâ
    ey şeker-leb yâr-ı şîrîn lâ-mekânım merhabâ

    çün lebin câm-ı cem oldı nefha-i ruhu’l-kudüs
    ey cemilim ey cemâlim bahr u kânım merhabâ

    gönlüme hîç senden özge nesne lâyık görmedim
    sûretim aklım ukûlüm cism ü cânım merhabâ

    ey melek sûretli dil-ber cân fedâdır yoluna
    çün dedin lahmike lahmi kana kanım merhabâ

    geldi yârim nâs ile sordu nesîmî neçesin
    merhabâ hoş geldin ey rûh-ı revânım merhabâ

    nesimî
  • hani "ol dedi, ve oldu hersey" gibi; iki kişilik bir zamanın başlangıcı.tüm senden öncelerin sonu; bir dost da olsan bir yabancı da ya da belki bilinmez bir zaman sonranin sevgilisi de..sadece bir merhabadır o büyük big bang.yoktan varolan bir dünyanın, zamanın başlangıcı..
  • "konserlere bu şarkı ile girip, hoşcakal ile çıkmalı." öyle bir yer edinecek bu şarkı kanımca. durma tadında binleri aynı anda zıplatacak şarkı. işte o tam olarak bu şarkı. merhaba o zaman.
hesabın var mı? giriş yap