• bir the last shadow puppets şarkısı ama şarkısı demek içimden gelmiyor daha çok "eseri" demek istiorum. in rainbowstan beri dinliycek bişey bulamazken bir sabah bütün perdelerimi kapattırtmıştır bu şarkı bana. alex turner git gide kendini bana alıştırmaya başlamaktadır bunu da çok kıyak denilebilicek bi puştlukla yapmaktadır. yanaklarından mı sıksam ellerinden mi öpsem bilemiorum.
    buyrun buyrun bakın çocuklar annelerinden gizli büyüyolarmış gibi.
    http://pitchfork.com/…gswmjrnd-pk7cf9qoao_wbu5rpf2_

    about as subtle as an earthquake i know,
    my mistakes were made for you
    and in the backroom of a bad dream she came
    and whisked me away enthused
    and it's as solid as a rock rolling down a hill,
    the fact is that it probably will hit something
    on the hazardous terrain
    and we're just following the flock around
    and in-between,
    before we're smashed to smithereens
    like they were
    then we scramble from the blame
    and it, the fame that put words in her mouth,
    she couldn't help but spit them out,
    innocence and arrogance entwined,
    in the filthiest of minds.
    she was bitten on her birthday and now,
    a face in the crowd she's not
    and i suspect that now forever the shape she
    came to escape is forgot.
    and it's a lot to ask her not to sting and give
    her less than everything,
    around your crooked conscience she will wind.
  • insanı yaşamadığı eski günlere götürebilen bir şarkıymış, yapanların eline sağlık pek leziz olmuş.
  • müzikte kalite aradığımız bu zamanlarda ilaç gibi gelen şarkılardan. amy winehouse'un, duffy'nin bu kadar sevilmesinin nedeni tek bu şarkıyla açıklanabilir aslında. fazla lüzumsuz efekt olmadan iyi müzik, güzel içten bir vokal, nefis sözler. başka bir matematik aramaya, amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, bunlardan etkileniyoruz çünkü. evet, 2008'in en iyi şarkılarından.
  • o kadar iyi biliyorum ki; sarsıldım
    hatalarım senin icin yapılmış.
    ve bir kabusun gizinde geldi
    ve toz etti beni, şevkle

    ve bir taş kadar sert, bayır aşağı gidiyor
    aslında, muhtemelen bir şeye çarpacak
    riskli bölgede

    ve biz sadece sürüyü takip ediyorduk, etraflarında ve aralarında,
    tuz buz olmadan önce, onlar gibi.
    ve suça karıştık.
    ve bu nam, onun boğazına kelimeleri tıkayan
    dayanamadı ve tükürdü onları
    masumiyet ve kibir sardı etrafını
    akıllardaki en kötü şekilde

    haykırıyordu doğduğunda ve şimdi
    kalabalıktaki yüz, o değildi
    ve sanırım sonsuza kadar kaçmak istediği, o hal, şimdi unutuldu
    kırılmamasını söylemek ondan çok şey beklemektir, ve "her şey"den daha azını sunmak
    günahkar vicdanına musallat olacak...

    ve biz sadece sürüyü takip ediyorduk, etraflarında ve aralarında,
    tuz buz olmadan önce, onlar gibi.
    ve suça karıştık
    ve bu nam, onun boğazına kelimeleri tıkayan
    dayanamadı ve tükürdü onları
    günahkar vicdanına musallat olacak...
    kırılmamasını söylemek ondan çok şey beklemektir, ve "her şey"den daha azını sunmak
    masumiyet ve kibir sardı etrafını...
  • ing. sen telafisi olmayan en büyük hatam benim
  • "final fantasy" owen pallett'in harika aranjmanlarıyla ve turner'ın güzel vokaliyle yılın şarkılarından.

    edit: ulan dinledikçe güzelleşiyor. ne kadar mükemmel bir şarkı.
  • zannedersin ki 60'ların (70'lerin sonuna kadar yolu var) erkenden göçmüş idol olmaya aday bir rockçusunun , fakat değil 80'lerde nefes almaya başlamış bir çocuğun nadide sözü-müziği.

    raporumu teslim ederken "sanat bir genetik işidir, sonradan çalışmayla elde edilen en fazla aferini hak eder" diye bir cümle kuracağım.
  • akustik sayılabilecek bir versiyonunu dinliyorum bu aralar. özellikle arabada dinlemeyi çok seviyorum. insanın ruhunu teslim alan, onu, kendisine en hoş gelecek frekans aralığında yolculuğa çıkaran bir şölen.
  • insana duyabildiği için şükrettiren şarkı.. tarifsiz derecede güzel..
  • şarkıya aşık olmak diye bir şey vardır. ilk duyduğunuz anda deli gibi bi oraya bi buraya bakarsınız, kalbiniz hızlanır, hiç beklemediğiniz bir şey öğrendiğiniz ve şoke olduğunuz zamanki verdiğiniz tepkileri verirsiniz. beyniniz uyuşur. dudaklarınız aralanır. ama söyleyecek kelime bulamazsınız.

    bu şarkı öyle işte.

    başlangıcıyla durduruyor, vokallerindeki tını insanı deli ediyor, sözleri insanı kendinden geçiriyor, inişleri ve çıkışları en tutkulu sevişmeleri hatırlatıyor. insanın başını döndürüyor. sonsuza dek dinlemek istiyorsunuz da, tutuyorsunuz kendinizi, pleasure delay yapıyorsunuz bi nevi. erteliyorsunuz o zevki tüketmemek için, daha çok zevk vermesi için.
    böylece doğru zamandaki her dinleyişinizde burnunuzun kenarlarını yokluyor, acı biber gibi. ama acı iştah açar derler ya, aynen öyle yapıyor. last shadow puppets projesinin varlığına sevinmek için her seferinde sebebiniz oluyor.
hesabın var mı? giriş yap