• ne zaman istanbul'a gelsem, istiklal'de gördüğüm hakkı yenmiş ünlümüz. kendisi hakkındaki yaygın kanı, ne pahasına olursa olsun ünlü olmak istediğidir. oysa sayın bülbülses pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer almış önemli bir simadır. söz gelimi; yıllar önce levent kırca'nın o yürek burkan, o yüreğimizi ağzımıza getiren ve bugün bir çoğumuza musallat olmuş panik atak illetini tetikleyen açlık grevinde aniden ortaya çıkmış ve bestelediği bir eseri hemen oracıkta milyonlarla paylaşmıştır:

    "yeter artık levent kırcaaaaa, n'olur artık açlık grevi yapmaaaaa"

    ne yazık ki kolluk kuvvetlerinin müdahalesi ile şarkının devamını duyamadık, ve fakat sayın bülbülses oradan götürülürken bile "başımıza taçsın, sen levent kırca'sın, artık bu açlık grevi bitsin, bitsin, allahımmmmm bitsin" diyerek toplumsal konulardaki hassasiyetini bir kez daha kanıtlamıştır.

    "bu piyasadaki" pek çok sanatçımızın aksine sayın bülbülses kıskançlık nedir bilmez. kalbimizin prensi ajdar anık'ı "bir abisi olarak" her zaman desteklediğini söylemiş ve onun elinden su içmiştir. içtiği bir bardak suyun ardından "çok güzel" diyecek kadar da kadir kıymet bilen, alçakgönüllü bir sanatçıdır recep bülbülses. kaçımız içtiğimiz sudan sonra "çok güzel" diyebiliyoruz ki?

    http://www.youtube.com/watch?v=qvbvwqo9olw

    cenk eren mi recep bülbülses mi derseniz, hiç tereddüt etmeden recep bülbülses derim. cenk bey'i de çok seviyorum, lütfen yanlış anlamayın. özellikle sabah programlarında o bacak bacak üstüne atışı, prostat olsun, töre cinayeti olsun, türban meselesi olsun, dinimizin vecibeleri yahut cumhuriyetimizin faziletleri olsun, maşallah her konuda o jack nicholson'vari kaşlarını kaldıra kaldıra konuşmasını, yorumlarını çok seviyorum. gül hanım'la birlikte sunduğu programda o "ibrahim bey önce bir vtr'miz var, dilerseniz onu bir izleyelim" deyişini, "seda hanım siz kalplerin kraliçesisiniz" türünden komplimanlarını, "muazzez hanım bir efsanesiniz" türünden iç çekişlerini; herkesi ama herkesi çok sevmesini çok seviyorum. ama ne bileyim... recep bey biraz daha sahici geliyor bana. bir de cenk bey'i istiklal'de, kışın ortasında, üzerinde eski püskü bir ceketle hızlı hızlı yürürken görme ihtimali yok gibi sanki...
  • ayrıca yeşilçam'da film vaadiyle kandırılıp düzüldüğünü de iddia etmiştir.
  • gercek anlamda bir $ov adamı, gönül insanı. $ansı yanında olmadıgı icin hic bir zaman kendi istedigi yere gelemeyen biridir. kendisinin asıl adı mehmet recep ozet'tir.
    sanırım adana dogumlu olmakla beraber $u an ve daha önce kasedi cıkıp yüzbinlerce satmı$ $arkıcılardan cok cok daha güzel bir sese sahiptir kendisi.

    kaset cıkarma vaadiyle kandırıldıgı zamanlardan birinde depremzedelerin tepkisini ölçmek amaçlı adapazarına gitmi$ lakin sesini begenmeyen vatanda$lar tarafından kovalanmı$ ve dayak yemekten son anda kurtulmu$tu. sık sık film galaları olsun kaset tanıtımları olsun herkesten önce gider ve yerini alır, hedefledigi sanatcıyı görür görmez [bence güzel] sesiyle $arkısına ba$lar ve bir $ans ister. beraber görüldügü ünlülerin sayısı reha erus'dan hic az degildir.
    gönüllerde yıldız kalplerde ay oldugu olay galatasaray'ın $ampiyonlar liginde kazandıgı macın ertesinde -5'lik havaya aldırmayarak galatasaray formasıyla kendini havuza atması olmu$tur. havuz icinden sanat güne$imiz, pa$amız zeki müren'den bir eser seslendirmeyide ihmal etmemi$tir.

    kendisi artık o kadar benimsenmi$tirki filmlerde kücükte olsa hayatı nakledilir. yeri geldi hatırlatıyorum;
    neredesin firuze filminde fatih ürek beyefendinin canlandırdıgı karakter recep bülbülses'in ta kendisidir. kendi kendime cok kez neden rolü gercek sahibi oynamadı diye üzülmü$lügüm olmu$tur.

    in$allah kendisi bir gün hakettigi yere gelecek, ya da biz onu gene bu $ekilde sevicez.
  • kartları açık oynadığı için acı bir gülümsemeyle izlerim ve de takdir ederim. son olarak bir filmin galasında gördüm kendisini. oraya nasıl girdiğini hala çözemedim.
  • ajda pekkan konserinde, ajda'nın dizlerine kapanıp, "star sensin, "sana doğru kelime konuşulur" diyen, türk insanının kahkahalarla deli taşlama eğilimini sık sık tatmin eden acınası adamcağız.
  • çocukluğumda defalarca canlı dinlemiş biri olarak söylüyorum ki sesi fena değildir. en azından detone olmuyor.

    velakin sanatçı olamayaşının yegane nedeni kendisine bir sanatçı imajı oluşturmak yerine sağda solda şöhret olmak için yalvarır vaziyette ekranlara gelmesidir.

    mesela yaptığı intihar şovlardan dolayı kıbrıs'a girişi yasak.

    lan hatta adam mezar kazıp içine bile girdi; ''şöhret olamıyorum!'' diye dövünerek. iyi ki biri ciddiye alıp üzerine toprak atmadı.

    bir de harflerin noktalarını yutma, bilhassa şahıs adlarını yanlış telaffuz etme durumu var.

    ''türkiye'nin ikinci zeki miren'i olacaktım ama bilent ersoy beni desteklemedi!'' diyor. ben daha birinci zeki miren kim onu bile bilmiyorum mesela.

    sonra ''muge anla beni konuk etti sağolsun!'' diyor. benim bildiğim müge anlı dedektiflik programı yapıyor. magazin günlerinden herhalde o konukluk durumu.

    ''sesim hulya avşa'dan, seray seven'den, hande ataiz'den güzel!!'' diyor. e hakikaten güzel lan!
  • bu adamı otoyol kenarındaki yeşilliğin üzerine donla uzanmış " protosto ediyorum! ünlü olmamayı protosto ediyorum!" diye kameralara bağırırken hatırlar ve her aklıma geldiğinde istisnasız gülerim.
    (bkz: protosto etmek)
    (bkz: abicim o öyle değil be)
  • zaten hali hazırda şöhret olmuştur. yani ben neden şöhret olamıyorum diye sinir krizi geçirip sokakta donla koşmasına gerek yok. yapması gereken "ben neden şöhretten para kazanamıyorum" diye sinir krizi geçirmektir bundan sonra. ayrıca piyasada şöhret olmuş bir çok kişiden çok daha fazla yetenekli olduğu kanaatindeyim.

    komedisi bir yana gerçekten kaymış gitmiş bir hayat ve öyle bir insan. üzülüyor insan. umarım bundan sonra daha iyi şeyler yaşar.
  • çilginlar hamaminda,sarkik memeleri ile kamera kar$isina geçip "zaaammmm istiyorum zammmmm,memura zam i$çiye zammm" diye canhira$ cigliklar atan sanatçi adayi.
  • dün imç 6. blok zemin katta yer alan meydanda garip bir portatif mikrofon düzeneği ile şarkılar söyleyip ardından bir sigara ve çay içerek oradan ayrılmıştır.

    kendisini izleyenler etraftaki müzik firmalarında çalışıp sigara içmek için dışarı çıkanlardı sadece. bir de ben.

    bir an kendimi 70'li / 80'li yıllarda sandım.
hesabın var mı? giriş yap