• çabuk adımlarla veya sıçrayarak yakın bir yere doğru yürümek
  • çocukluğumun en tatlı anne, anneanne uyarılarından,
    çoluk çocuğa çığırasım vardı, doğru zamanı bekliyordum belki de,
    dün geldi çattı, seğirtmeyin evladım dedim, gerçi ben tatmin oldum sayılır ama sallamadı bile beni,
    demek dedim bizim köydeymiş seğirtmek.
  • aslinda kosarak uzaklasmak demektir, fakat kovalamak anlaminda kullanildigi da olur.
  • devranı döndürmek. *
  • kullanımına sadece yazın dilinde rastlanılan sözcüklerden biri, çok çeşitli anlamlarda kullanıldığına şahit oldum, öyleki kapıdan çıkıp giden birinin ardından, şimdi seğirtmiş mi olduanatemalı hararetli tartışmalara girdiğim olmuştur.
  • sonu genelde bir sakatlanma veya sakarlikla ve tabi kide gozyasi ile biten eylem.
  • seyirtmek*, seyitmek*. seyirtmek alana daha fazla yayılmıştır.
    tarama sözlüğüne göre: 1. koşmak 2. yürümek 3. koşturmak 4. saldırmak, akın etmek, çapmak, çapul için hücum etmek.

    ayrıca seyirmek/seğirmekle paralel düşünürsek seğirtmek/seyirtmek koşarak, acele ederek kaslarının seyirmesini sağlamak sayılabilir.

    "filhal ol geyicek ol aradan öyle seğirtti kim gök tere battı. geldi ol velinin kapısı önünde durdı. boyuncuğun uzattı, 'boğazlan beni!' diye işaret eyledi. ol veli bunu gördi, ağlamak duttı, zari zari ağladı." tomris uyar - ödeşmeler ve şahmeran hikayesi

    (bkz: seyirtmek), seyitmek
    (bkz: tavşan/@ibisile)
  • hakkında ukulele başkan erkin soylu'nun keyifli bir blog yazısına denk geldiğim kelime. çok eğlenceli buluyorum ben bu sözcüğü. itici olduğu oranda çekici bir ses güzelliği var bence. yazının bir kısmı için buyrun burdan yakın:

    "ve sağa doğru seğirterek yürümeye devam etti josef k."

    "utanarak söylüyorum ki, en sevdiğim yazarlardan biri olan franz kafka'yı ne zaman düşünsem, aklıma bu cümleden başka bir şey gelmiyor. yıllardır beynime kazınmış şu "seğirtmek" sözcüğü ve anlamını bilmesem de tahmin edebiliyorum sadece. "kamuran şipal'in edebiyatımıza kattığı en önemli şey nedir?" diye kime soracak olsanız, "kafka" yanıtını alırsınız. maalesef benim yanıtım "seğirtmek" olacaktır. hayranlıkla okunmuş o kadar kitaptan sonra akılda tek kalan şeyin seğirtmek fiili olması üzücü değil midir? bu durumda çevirmenimiz, yazarın bir adım önüne geçmiş olmaz mı?

    aslında ben bu seğirtmek travmasını atlatalı uzunca bir zaman geçmişti ki geçenlerde bir arkadaşım bana herman hesse'nin demian isimli romanını verdi. kitabın kapağında "çeviri: kamuran şipal" yazısını görünce bir anda ağzımdan "şimdi seğirttik işte" sözleri çıktı. neyse her türlü yabancı kelimeye kendimi hazır tutarak romana başladım ve bitirdim de. fakat henüz kitabın 5. sayfasındaydım ki, baş karakterimiz olan sinclair seğirtmeye başlamıştı bile. (...)"
  • tdk tanımı "sıçrayarak yakın bir yere koşmak" olan sözcük.
  • koşmak anlamında kullanılıyor seğirderek gittim ama yetişemedim cümlesindeki gibi anadoludaki diyalektlerde bazı eski türkçe kelimeler yaşar buna muadil olabilecek yarışmak fiili var bir sözcük son konuşanı yitinceye kadar yaşar belki değişir ama yaşar
hesabın var mı? giriş yap