• makbulü, bir hayvan çiftliğine gidip gezen sığırların birini dişlemek suretiyle yenendir.
  • bu etin kitabına uygun pişirilmesi için hayvanın islami usullere uygun (kanı akıtılarak) kesilmemiş olması gerekir ve bu etin düzgün pişmişini bu yüzden türkiye'de bulmak zor, bulunca da ucuza yemek mümkün değil.

    önce etin pişmemiş haldeki resmi
    http://restaurantginger.files.wordpress.com/…ak.jpg

    "bakalım neymiş bu t-bone steak.

    önce kısa versiyon:

    türkiye'de t-bone steak yemek cüzdana ve çene kaslarına ziyandır.

    şimdi teferruatı:

    t-bone steak, amerika'da yaygın olan bir steak kesim şeklidir. dananın sırt bölgesindeki omurgasının her bir omur kemiğinin ortadan ikiye bölünmesi ile yapılır. her bir yarım omur kemiğinin bir yanında kontrfile, bir yanında bonfile olan steak'a t-bone denir. yani t-bone steak, ortada "t" şeklindeki yarım omur kemiği ile bu kemiğin iki yanına yapışık birer parça kontrfile ve bonfiledir. kontrfile parçası, bonfile parçasından daha büyüktür.
    t-bone steak, ortasındaki kemiğin kalınlığına eşit genişlikte kesilmek durumundadır, bu genişlik de 2-2.5 cm kadardır. o kalınlıktaki (türkiye'deki) kontrfileyi pişirdiğinizde sert olur, çiğnemekten bir hal olursunuz. kemikli olduğundan dövmek de pratik değildir. türkiyede alınacak kontrfile'nin yumuşak olabilmesi için ya marine edilmesi gerekir (ki beceri işidir), ya da çok bekletilmesi gerekir (soğutucuda uzun süre bir yer kaplaması gerekecektir). iki halikarda da elde edeceğiniz "steak", amerika'nın o meşhur "t-bone steak"ı değildir. işin parasal boyutuna gelince, kemikli et'dir ve et ile kemik arasındaki sinirler vs. kesim şekli itibariyle temizlenmiş değildir, fiyatlandırılması ise benim carrefoursa'da gördüğüm kadarıyla "kemikli dana eti" gibi yapılmıyor, daha çok amerika'nın meşhur t-bone steak fiyatı.

    şimdiii, sizler cin gibi olduğunuzdan diyeceksiniz ki "peki amerika'daki neden o kadar makbul'dür?".

    efendim şöyle: amerikada kesimlik danalar boğularak öldürülür, bu sayede hayvanın kanının kaslar içinde kalması hedeflenir, ve et fazla kan kaybetmeden şoklanır. bonfile gibi zaten lif yapısı yumuşak olan kaslar veya antrikot gibi lifleri arasına yağ dağılmış kaslar da bu yöntemden faydalanmakla birlikte esas büyük fayda kontrfile ve trenç gibi bölgeleredir. dana'nın bu bölgelerinden bile çok kalın kesilmiş steak'ler içindeki kan nedeniyle hiç dövülmeden bile yumuşacık pişebilir.

    islam dininde yenecek hayvanın kanı akmış olması gerektiğinden boğma yöntemi türkiye'de uygulanmaz. bundan dolayı türkiye'de kalın kesildiği halde yumuşak olarak taze ve marine edilmeden pişebilecek dana etleri antrikot ve bonfile ile sınırlıdır.

    bunun için türkiye'de t-bone steak yemek cüzdana ve çene kaslarına ziyandır.

    turgut uzer"

    edit: link düzeltildi
  • direk dananın sırtı ısırılarak yenir. öyle muhteşem oluyor. valla bak.
  • migros'tan 500'er gramlık iki tanesini 60 liraya aldığım enfes şey. evde ızgarasını yapmak isteyenler için bir iki püf noktasını anlatmak isterim.

    -öncelikle teflon tava falan kullanmıyoruz. bu et en iyi döküm tavada pişirilir.
    -eti bir gün önceden zeytinyağı ve karabiberle marine edip buzdolabına atıyoruz.
    -pişirmeden yarım saat önce çıkarıp oda sıcaklığında bekletiyoruz.
    -döküm tavayı ocağa koyup yüksek ateşte 15 dakika ısıtıyoruz. tava yanıyor adeta.
    -sonra eti cozzz diye bırakıyoruz tavaya. etin iki tarafını da üçer dakika kızartıyoruz. bu işleme mühürleme deniyor. etin suyunu içine hapsetmek için yapıyoruz bunu.
    -daha sonra kısık ateşte yine iki tarafını eşit ölçüde pişiriyoruz. az pişmiş isteyenler her bir tarafı 2-3, çok pişmiş isteyenler 7-8 dakika pişirebilir. etleri çevirirken kesinlikle çatal kullanmıyoruz.
    -eti mümkünse bambu tabakta servis ediyoruz. porselen tabak etin bir anda soğumasına ve suyunu dışarı vermesine sebep oluyor.

    bon appetit.
  • la adamlar 2000 yılında yazmış bunu; biz 2018 yılında -35 yaşında- böyle bir et parçasının varlığından haberdar olduk. o yıllarda babamız ayda bir, eve yarım kilo kıyma, 3 ayda bir de yarım kilo biftek alırdı.

    (bkz: bele vaziyetin içine soxum)
  • bir iki yerde denedim t bone steak ama kendi yaptıklarım kadar lezzetlisini yemedim.

    bir iki püf noktası verelim;

    lezzeti için etin yeterince uzun bir süre dinlendirilmesi de tek başına yeterli değildir; etin oldukça da yağlı olması gerekir. yağsız, kuru bir eti dinlendirerek lezzetini arttırmak pek mümkün değildir. ince kesilen et pişerken çabuk kuruyor, eğer istediğiniz gibi kestirme imkanınız varsa iki-üç parmak kalınlığında kestirdiğiniz et daha sulu ve lezzetli olacaktır.

    mangaldaki ateşiniz de oldukça harlı olmalı, eti ızgaraya koyduğunuzda bir iki dakika içerisinde dış yüzeyini hemen dağlayacak kadar yüksek bir ısıdan bahsediyoruz. ateşin üzerindeki etten koyduğunuz anda yağı damlayıp, alev almalı.

    etlerin iki tarafını da dağladıktan sonra ya ateşten biraz uzak bir tarafına alın mangalın ya da en üst seviyeye getirin ızgarayı ve etleri fazla çevirmeyin, toplamda 3-4 defadan fazla çevirmeniz gerekmeyecek. çevirmek için de çatal kullanmayın, ete baskı uygulamayın.

    fazla baharat da kullanmayın (hatta hiç kullanmayın), tuz yeterli olur. pişirdiğimiz et dananın en lezzetli yerlerinden birisi, tadına vararak yemek gerek.

    t bone genelde az pişmiş yenir ama daha önce az pişmiş et yemediyseniz ya da yiyemeyeceğinizi düşünüyorsanız kademe kademe daha az pişmişe doğru deneyerek ağız tadınıza en uygun olanı bulmaya çalışın. pişmiş ette kırmızı ve pembe güzel renktir.

    denemekten korkmayın, ilk seferinde iyi olmazsa bile eninde sonunda başarırsınız.
  • taş devrinde fred çakmaktaşın sürekli yediği şey varya işte odur.
  • doğru pişirildiği takdirde yiyebileceğiniz en lezzetli steaklerden biridir. çiğ görüntüsü dahi insanın ağzının suyunu akıtmaya yeter.

    ülkemizin en meşhur steakhouseları olan günaydın'ı da nusret'i de adam gibi pişirmeden önünüze getirirler, malum olduğu üzere kemiğe yakın kısımlarını adam gibi pişirmeden gönderirler, nedense beceremezler. ben türkiye'de yediğim en iyi t-bone'u daha önce ankara'da açılan hard rock cafe'de yediğimi hatırlıyorum. tabi o zamanlar mekanlar daha dürüsttü.

    eğer evde yapmak isterseniz metro gross market baya güzel t-bone satıyor. eğer iyi bir ızgarada doğru bir şekilde pişirebilirseniz nusret'i, günaydın'ı önünüzde diz çöker tövbe ister.

    http://www.image-share.com/ijpg-3016-167.html
  • dana nin sirt tarafindan kesilen, ismini ortasinda bulunan t seklindeki kemikten alan , bir tarafinda bonfile, bir tarafinda konrtfile bulunan biftek cesidi..
  • bu t seklindeki kemigin sol tarafi kontrfile sag tarafi antrikottur*. aralarinda yumusaklik ve lezzet farki vardir.
hesabın var mı? giriş yap