• fantastik geçen son 2 günüme çok uygun bir final yapmış doğa olayı

    efenim cem öztürkcan'la küçükpark'tayız.
    dışarda ama en içeride oturuyoruz* yani dışarda oturup da yağmurdan, fırtınadan etkilenmeyen yegane güruhun içindeyiz.
    milleti seyrediyoruz: koşanlar, düşenler, gökgürültüsüyle bi önümüzdeki masada zıplayıp kolasını döken kız..
    seyrettikçe keyifleniyoruz. gülüyoruz, eğleniyoruz.

    ama eve nasıl döneceğimiz sorusuda bi yandan beynimizi kemiriyo. "yağmur elbet diner" diyoruz ama bereket nasıl görkemli yağıyorsa artık dediğimize kendimizi inanamıyoruz.

    yağmurun yavaşlamasından feyz alarak "ben gidiyorum" diye fırlıyorum masadan
    yürüyeceğim yol 50 m en fazla.. anayola gelince ne görüyorum? a-aa heryer su olmuş geçiş yok.. ibne arabalar da fışkırta fışkırta gidiyolar*.. zar zor atıyorum kendimi otobüsümün durağına. sığınıyorum durağın güvenli alanına...

    20 dakika sonra

    20 dakika boyunca durakta yeni arkadaşlıklar falan kuruldu, millet çıkmaya başladı sanırsam otobüs yok hala...

    o sırada babam aradı ve dedi ki:

    - binmediysen otobüse metro artı vapurla gel. 1.5 saattir altınyoldayım gitmiyor trafik...

    duraktakilere bi kelime etmeden gidiyorum metroya (evet böyle de ibneyim), metro artı vapur yapıyorum. konak vapuru önce bostanlı'ya sonra karşıyaka'ya gidecek. ama karşıyaka'da altyapının honduras'ın gecekondu mahallerinden daha kötü olduğunu bildiğimden "bostanlı'da iner yürürüm üstüm ıslanır ayaklarım ıslanmaz" diyorum.

    20 dakika boyunca vapur ilerliyor bostanlı'ya. bu arada abartısız 100den fazla yıldırım şimşek gökgürültüsü her ne skimse onlardan görüyorum. bazıları taaa ilerde denizin ortasına inermiş gibi gözüküyolar bazıları konak'tan bazıları balçova'dan bazıları bostanlı'dan bazıları bayraklı'dan çakıyor.. ayn anda çift taraftan bembeyaz ışık yiyorum. vapurun ortasına inse bi tane ne olur diye düşünüyorum...

    kulağımda son sese yakın müzik var ona rağmen gökgürültüsü boğuyor sesleri

    bostanlı'ya gelince planımın direk götüme girdiğini anlıyorum. çünkü hayatımda gördüğüm en şiddetli yağmur yağıyor. sanki yağmur değil gökten kalıp halinde su iniyor... karşıyaka'ya gideyim daha az yürürüm diyorum artık...
    vapur karşıyaka'ya giderken geçen 5 dakikalık sürede yağmur orospu çocukluğuna iyice hızlanıyor.. "ramazan da oruç tutmuyonuz anladık. bari içmeyin sçmayın alem yapmayın, kodumun gavurları" dercesine...

    karşıyaka'ya geldiğimde pek aklıma bişey gelmiyor artık babamın "açıktan dolaş, çarşı su altında, ayakkabılar zart zurt..." gibisinden dediklerini hatırlıyorum ama vapurdan indiğimiz yer 7 parmak su olduğu için bu laflar yağmurla denize akıyor direk..

    an itibariyle beremiz var, uzun kollumuz var ayakkabılarız ıslandı bile çantada cep telefonu ve mp3 player var onları sudan korumak lazım.. plan bu...

    böylece çarşı'ya giriyorum... yağmurun yukardan yağdığını hissetmiyorum bile artık.. çünkü her yanımdan su akıyo zaten. ayağımı suda sürüyorum resmen.. aynı anda deli deli kahkahalar atıyorum...

    eve gelip zili çalıyorum. eve girene kadar geçtiğim yerlere sümüklü böcek gibi iz çıkarıyorum. şıp şıp damlıyorum eve girince bile...

    kahkaha atıyorum hala...

    babam "delirmiş bu" diyo...
  • sabaha izmir'i atina'yla kucaklaştıracak olan yağmurdur. az kaldı yani.
  • güzelyalı'da sokak seviyesinden aşağıda olan site bahçesinin tamamını olimpik havuza dönüştüren, suyun apartmanın içine kadar girip birkaç basamak tırmandığı, bu hızla devam ederse sabah olmadan bir zemin kat sakini olarak su baskını denen hadiseyle tanışmama neden olacak düpedüz afet.

    şu an değerli eşyaları üst raflara taşımakla ve romantik sonbahar yağmurunun felakete dönüşmesine tanıklık etmekle meşgulüz.

    bu arada, tıkanan logarlar, mazgallar ve site bahçesinde yüzen pet şişenin bana verdiği ilhamla "yere çöp atan herkesi sikmek gerek bundan böyle" isimli bestem üzerinde çalışmaya başlayacağım birazdan.

    edit: "bir yarım saat daha böyle yağarsa evi su basacak" dediğimiz, kendimizi en kötü seçeneğe hazırladığımız anda, yağmur önce şiddetini yitirdi daha sonra da durdu. resmen direkten döndük.

    edit 2: beste hazır. bu kışa damgasını vuracağını garanti ediyorum. özellikle yere çöp atarken rastladıklarıma bizzat söyleteceğim.
  • yukardakilerin hap atip patladigini dusundugum yagmur. sanirim buyuk bir parti veriyorlar.
  • kendisi izmir'de, son 30 yılın en şiddetli yağmuru olarak kayıtlara geçmiş ve metrekare başına 134kg olan yağış rekorunu 145kg'a çıkarmıştır. "yağış kiloyla mı ölçülür" diye sormayın, ben de trt'nin yalancısıyım.
  • bu yağmurdaki yıldırımlar bana tek bir şeyi hatırlatıyor. (bkz: war of the worlds)

    tabi filmde asfaltı içe doğru göçerterek dev makinaların çıktığına şahit oluyorduk burada ise belediyenin doğalgaz çukurları çöküp katil doğalgaz boruları meydana çıkıyor ve arabaları kendilerine doğru, yerin altına çekiyorlar.
  • uydu yayınlarını alt üst eden yagmur olmuştur.agız tadıyla bir mac izlettirmemiştir ve esefle kınanmıştır.
  • hatay semtinde bugün kurulan pazar* yerinde bu havaya rağmen çöp temizleyenleri gördüm ya *diyecek laf bulamıyorum.

    gökyüzünden bardak değil niyagara şiddeti ve çokluğu ile yağmurun yağdığı, suların nehir gibi aktığı, ardarda çakan şimşeklerin kilometrelerce alanı ışıl ışıl aydınlattığı , alt katların sel felaketi ile burun buruna kaldığı bu gecede saat 24.00 de pazar yerinin artıklarını temizlemekle yükümlü işçilerimiz, belediyenin kendisine sunduğu en büyük kıyağı yani kapşonlu yağmurluğu geçirmiş sırtına, bir elinde uzun süpürge diğerinde faraşı lahana, pırasa, domates artıklarını toparlamaya çalışıyor. şaka gibi, film gibi, sulu şaka gibi sanki... üstüne üstlük şimdi ben de ağlamak istiyorum.
  • yaran bir diyaloga ev sahipligi yapmistir kendisi. su basmis bir banka subesine gelen belediye ekipleri, hortum ile bankadaki yagmur sularini bosaltmaya calismaktadirlar, o arada kameralari farkeden ve afetleri sikine takmayan adamlar ortamda belirirler;

    - yaa, memleketin haline bak kardesim, bankalari hortumluyorlar...
    - he vallaha, ayiptir gunahtir... bizim paramiz hep...
    - *mina koduklarimin...**
hesabın var mı? giriş yap