saman sarısı
-
en kısa tanımıyla, dünyanın en güzel şiiridir.
iddialı bir şey ya bu şimdi; düşüneceksiniz. charles baudelaire mi dersiniz, edgar allan poe mu, yoksa william shakespeare mi? ne fark eder? paris sıkıntısı da diyebilirsiniz, annabel lee de ve hatta 66'ncı sone de...
fakat?!
ne fakat! fakat makat yok...
en başta, çevrilmiş bir şiiri sevmiyorum ben. paul eluard, louis aragon, vladimir mayakovski ya da pablo neruda... hangisini ikinci yeni kadar sevdiniz ya da bir edip cansever'in, bir turgut uyar'ın yanına koyabildiniz? puşkin'i mi bir tutalım, yoksa çok eskilere gidip catullus ya da ilahi komedya mı diyelim? haikular, baladlar, gazeller, sonneler... hangisini karıma mektup'tan daha çok sevebildiniz? oscar wilde'ın, friedrich hölderlin'in, goethe'nin ya da rainer maria rilke'nin şairliği iyi hoş, kabul, fakat hangisinin şiirinde bu şiirdeki gibi mide ağrısı çektiniz?
kaldı ki bu şiiri nazım hikmet'in herhangi bir şiiri ile bile karşılaştıramayız, yaşamaya dair ya da severmişim meğer istisnalarıyla birlikte...
demek ki neymiş, bu şiir bu dünyada yazılmış en güzel şiirmiş.
dağılın şimdi...
ha bir de, bu şiiri shine on you crazy diamond ile okumayı deneyiniz ve teşekküre zahmet etmeyiniz...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap