• judaik-masonik yapılanmanın sülaleden devam eden monarşilere sızamadığından yaptığı devrim. sahipsiz kalan ülkelere böylece çöreklenmişlerdir. bugüne kadar gelen bir çok belanın asıl kaynaklarından biridir. bakın bugün gazze'de yaşanan soykırım ve israil belası, pek çok başka ortadoğu sorunu gibi osmanlı'nın tasfiyesinin devam etmesinin bir sonucudur. halk kitleleri siyasete katılmış, özgürlük, kardeşlik bilmem ne gelmiş. hahah.
  • emrah safa gürkan'ın kitabı. epey özet geçmiş, resimleri çıkarınca belki 10-15 sayfa eder. güzel bir özet, seçtiği resimleri de beğendim.
    devrimden ziyade "devrimler" olduğunu daha iyi anlamış oldum. daha detaylı şekilde işleyen kitap okumak için güzel bir başlangıç oldu.
  • fransa’da 1789-1799 yılları arasından yaşanmış olup,mutlak monarji rejimine karşı kazan kaldıran halk kitlelerinin ayaklanması sonucu cumhuriyetin ilan edilip, katolik kilisesi yetkilerinin kısıtlandığı,giyotin gibi bir ölüm makinesinin insanlığın hizmetine sunulduğu,avrupa’da özgürlük hareketlerine referans olan halk olayları silsilesidir.
  • bastille hapishanesi baskını ile başlamıştır. içerideki 7 mahkum bu hapisten kurtarılmıştır. ben bu 7 mahkumun akıbetini bilmiyorum ama 7’si de devrim sonrası terör döneminde kesin giyotine gitmiştir. hayır adam belki 2 yol efendi gibi yatıp çıkacaktı, kesin çıkar çıkmaz yani 2 yoldan kısa bir sürede saçma bir sebepten giyotinle keşkesinden olmuştur. biraz araştırsak bulunur da şimdi kim yazacak google’a” who were the 7 prisoners in the bastille prison?”

    dayanamadım onu da öğrendim. zihnim çöp bilgi dolu ya.

    http://rodama1789.blogspot.com/…le-in-1789.html?m=1
  • büyük olaylara gebe kalmış, tarihi kısa-orta vadede değiştirmeyi başarmış devrim. çok hoş bir sloganı da vardır. liberte, egalite, fraternite. (özgürlük, eşitlik, kardeşlik)

    yaşasın danton!. yaşasın robespierre!.yaşasın saint-just!.

    (bkz: jakobenler)
  • soysuz ama (çoğu yahudi) para sahiplerinin milletin yeni efendileri olmak için klasik soylulara karşı yaptığı devrimdir.

    babadan oğula geçen imtiyazlı soyluluk artık sermayedardan oğluna geçiyor. bizlik bir durum yok ama bazı cumhuriyetçiler önlerine konan sandık ve demokrasi tiyatrosu yüzünden bizlik bir iyileşme de var ve cumhuriyetten asla ve kata vazgeçilemez sanıyorlar. komik.
  • "fransa’da dört ihtilalin üçü (1789, 1948, 1871) cumhuriyetle sonuçlanmıştır. marksizmin teorik dünyası bu üç ihtilalin anıları üzerine inşa edilmiştir. ilk ikisinin fiyaskoyla sonuçlanması, üçüncüsünün eskisinden beter bir muhafazakar rejime evrilmesi marksistlerin cumhuriyet rejimine olan inançlarını sarsmayı başaramamıştır." sevan nişanyan
  • fransız devrimi'ni bildiğiniz gibi "jakobenizm" ile anıyoruz.
    jakobenizm; ezilenlerin seslerini gür şekilde yükselttikleri, devrimci şiddetin giyotinler vasıtası ile ulaşabileceği yüksek dozajı bize gösteriyordu.
    bu ezilenlerin sesini yükseltmesi olayı, bastille hapishanesi'nin basılması vs. buradan iki yola çıkıyoruz:
    - birisi komünizm ve komünistler.
    - diğeri kemalizm ve kemalistler.

    bildiğiniz gibi komünistler, fransız devrimi'ni kutsarlar. o kadar ki; malzeme kıtlığının yaşandığı o zor günlerde bolşevikler robespierre'in heykelini dikmişti. bu heykel 1918 yılında dikilmişti. yine komünistler "la marseilles" çalıyor ve bu lenin'in şahitliğinde oluyordu. bu konuda "buz kırıldı yol açıldı" adındaki sovyet devrimi belgeselinde bir kaç cümle söylenmektedir.

    diğer taraftan kemalistler (ve tabi ki en başta atatürk), fransız devrimi'ni kutsamaktadır. kendisi 14 temmuz günü fransız devrimi'nin yıl dönümünü kutlamıştır. yine atatürk açıkça türk devrimi'nin fransız devrimi'ni takip ettiğini, fakat kendine özgü yolunu çizdiğini şöyle belirtiyordu:

    "türk demokrasisi fransa ihtilalinin açtığı yolu takip etmiş, lakin has vasf-ı mümeyyizle inkişaf etmiştir."

    jakobenizm'den "ezilenlerin sesi" olma iddiasıyla iki tane yol görüldüğü gibi çıkıyordu:
    1. ulusal kurtuluşçuluk (kemalizm)
    2. sınıfsal kurtuluşçuluk (komünizm)

    ancak kemalizm'in yapısal kodları; marksist sosyalizm ile terstir, ancak aynı iddia ile ortaya çıkmıştır ve emperyalizmin tahakkümü altında ezilenlere iki şartta da bu iki siyasi fikir umut olmuştur. ezilenler; ya "ulusal kurtuluş" diyerek kemalizm'den ilham almış (fakat siyasi fikir milliyetçi olduğundan adını değiştirerek kullanmış, örneğin burgiba) ya da doğrudan enternasyonal düşünceye başvurarak "sınıfsal kurtuluş" demiştir ve marksist sosyalizme başvurmuştur.

    ancak hepsinin atası aydınlanma ve eylem düzeyinde fransız devrimi'dir.

    bunların anti-tezi ise faşizmdir.

    19 mayıs'ı sadece "19 mayıs 1919" olarak almamak gerekiyor. nasıl ki komünistler 1917'e destansı bir önem atfediyor, medyada propagandasını yapıyorsa aynı şekilde kemalistler de kemalizm'i "ulusal kurtuluşçuluk" düzleminde 1919'u ele alarak propaganda yapmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap