• resimlerinin temel kaynağının kim olduğu belirlenemediğinden bir çok akadmeisyen tarafından batı resim sanatının babası kabul edilmiş kişidir. giotto nun resimlerinin kaynağının doğanın reprezantasyonu olma ihtimali de vardır ama bu akademiyen kısmının peki işine gelmez.

    kendisi arena kilisesi freskleriyle ortaçağ kabul edilen dönemlerde ortaya konmuş en şahane fresklerden birini oluşturmakla kalmamış, maesta tipi bir adet "tahtlı meryem" tablosu üretmiştir. yaptığı her eser aşağı yukarı rönesans ve yüksek rönesans sanatçılarına patron olacak olan giotto başyaptı olan "isa öldü galiba" da perspektifi kullanmayı çat pat söktüğü gibi, kompozisyon ile odak belirlemeyi, ışık oyunları ile göze yolar çizmeyi akıl etmiş, döneminin ressamları gibi bir tane izole adamı göbeğe oturtup boyamak yanlışına düşmemiştir (ya da belki de onlar öylesini yapabilecekken göbekteki adamdan daha memnundur)

    giotto nun bu üstün başarısındandır ki kilise resimlerin maneviyata olan bir üst seviye gücünü kavramış , kontreformist donemlerde sponsorlukta sorun çıkarmamışlardır.
  • giotto için rönesansın babası diyebiliriz. daha 10 yaşındayken babası koyunları otlatsın diye gönderdiğinde koyunların resimlerini kömürle taşların üstüne çiziyor. yaptığı resimleri görünce, o dönemki ressamlardan cimabue bunu yanına çırak almak istiyor. cimabue'nin dikkatini çeken şey giotto'nun gördüklerimi birebir resmetmesi aslında. hatta gerçekçiliğiyle ilgili şöyle bir şey anlatılır. cimabue resmi yapar ve bitmemiş halde atölyeden gider. giotto ise resmin burnuna bir tane sinek resmi yapar. cimabue geldiğinde sineği gerçek sanıp buna çok bozulur falan.

    assisi'de st. francesco kilisesinde çalışıyor. burada yaptığı, aziz francesco'nun hayat öyküsünü anlattığı resimlerle rönesans sanatı başlamış diyebiliriz. bu kilise iki bölümden oluşuyor. aşağı kısmında azizin lahdi bulunuyor. yukarı kısımda ise giotto'nun yaptığı, aziz francesco'nun hayat öyküsünü resmettiği freskler bulunuyor. azizin hayatını ise başka bir din adamının kaleme aldığı bir kitaptan aldığı bilgilerle resmetmeye başlıyor. freskler 16 panodan oluşuyor. dönemi için o kadar güzeller ki giotto bunlarla birlikte ciddi bir üne kavuşuyor o dönemler.

    burada yaptığı resimler kutsallıktan ziyade günlük yaşama gönderme. arka fon mesela mavi, bu da gökyüzüne yani dünyaya işaret ediyor aslında. herkes tarafından anlaşılmak için resimleri gerçekçi bir bakış açısıyla yapıyor. derinlik perspektif var ama biraz acemice, henüz yeterli olgunlukta değil. mekan algısını kullanıyor, arka planda mimari var. bu da dış dünya gerçekliğine bir gönderme gibi. her resim ayrı bir hikayeyi anlatıyor. hiyerarşiyi ortadan kaldırıyor mesela. burada yaptığı resimlerden birinde yatakta aziz yatıyor ve onun başucunda da isa var fakat ikisi de aynı boyda. ortaçağ resminde bunlar yok, hiyerarşi var.

    aziz francesco'nun şöyle bir hayat hikayesi var. kısacası, varlıklı bir ailenin oğlu. birgün rüyasında isa'yı görür ve olaylar gelişir modunda bir hikayesi var. giotto ise francesco'nun hayat hikayesini bu kilisenin duvarlarına resmetmiş.

    elbiselerini yoksullara verişi: bu resim o rüyayı gördükten sonra ailesinin yanına dönerkenki olayları anlatıyor. adam yavaş yavaş dünya nimetlerinden elini eteğini çekmeye başlıyor falan. bu arada resimde elbisesini verdiği kişi aynı zamanda asker.

    babasını reddi: resimde babasının arkasındaki insanlar assisi’nin soylu kesimi, francesco’nun arkasındakiler ise onun yolunun takipçisi, müritleridir. aralarında giyim açısından fark vardır. francesco’nun arkasındakiler sade, babanın arkasındaki insanlar şık giyinimlidir. bu adam günümüzde yaşasa babasının kuracağı cümle bence aynen şöyle olurdu: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya olurdu. ne bileyim bendeki izlenim bu en azından. artık babası ne kadar sinirlendiyse adamın donuna kadar almış. -öhm neyse ciddileşiyoruz-tablonun yukarısındaki el figürü ise tanrının elidir. rönesans resimlerinde bu tip bir el ya da yaşlı bir insan figürü tanrıyı simgeliyor. francesco da izleyicinin dikkatini bu el figürüne çekmeye çalışır. artık tanrının yoluna girdiğini ifade ediyor. babanın arkasındaki mimari sarayları, köşkleri ifade ederken francesco’nun arkasındaki yapı ise kiliseye gönderme yapar.

    francesco'ya saygı: azizin geçeceği yola halı seriyorlar, francesco ise halının kaldırılmasını rica ediyor. o kilise gerçekte de var ama şu an hangisi olduğunu bilemedim.

    su mucizesi: zaman birliğinin olmamasıyla burada karşılaşıyoruz mesela. farklı zamanlarda gerçekleşen olaylar aynı karede resmedilmiş. köylü susadığını söylüyor, öncesinde yürüyorlar. francesco onlardan ayrılıyor sonra. dua ediyor ve su fışkırıyor. köylü suyu içiyor, su sonra kayboluyor. olaylar farklı zamanlarda gerçekleşse de aynı karede yer alıyorlar.

    düğün: francesco bir düğüne gidiyor. düğünde, damadın 5 dakika sonra öleceğini söylüyor ve gerçekten de ölüyor. adam resmen şom ağızlıymış.

    kuşlarla konuşma: francesco bir süre sonra kuşlarla konuşmaya başlıyor. arkasında da müridi leo var. her yere onun peşinden gidiyor falan. leo, francesco'ya göre dünya nimetlerine biraz daha bağlı biri. sanırım biraz pisboğaz biriymiş. dünya nimetlerinden uzaklaşsın diye francesco bunun çorbasına kül atarmış arada.

    papa ııı. honorius ile konuşması: resimdeki konu franceso'nın tarikatını kurmak için vatikan’a gitmesi ve papa’dan tarikatını onaylamasını rica etmesi üzerinedir. sonuçta o dönem azizlere vaaz vermek için papa’nın onayı gerekir. papa ilk geldiğinde kabul etmez. bu olaydan sonra papa bir rüya görür. rüyasında franceso elindeki sütunu göstererek "bununla senin tahtını yıkacağım" der. ertesi gün papa francesco'nun azizliğini tanır. bir diğer görüş ise farklı bir grup olduğu için yönetmesi kolay olur diye papanın bu tarikatı tanıdığı yönündedir. bu resimlerde de francesco her zamanki gibi sade, papa ise şık bir kıyafetler içindedir. francesco öldükten sonra tarikat devam ediyor fakat 15.yy'da tamamen ortadan kaldırılıyor.
  • sanat ile zanaat ayrımının yapılmasında başrol oynamıştır.yaptığı resimlerin ve kendisinin ünü italya'yı aşıp tüm avrupaya yayılmıştır.o zaman dek yapılan çoğu resmin altında sanatçının değil bağlı olduğu kilisenin adı yazardı ya da hiç bir şey yazmazdı.yani sanatçının eseri vasıtasıyla bir kalıcılığı yoktu.sanatçıyı sadece yaşadığı nesil hatırlardı.sanatçıların ünü ve kalıcılığı,işini iyi yapan bir terzinin çevresinde bilindiği kadardı.giotto bunu değiştiren insandır.

    kendisinin büyük katkılarıyla italya'da yeniden doğuş fikri yeşermeye başladı.yeniden doğuş fikri vandallar ve gotlar tarafından yıkılan roma yani italya için çok cazipti.çünkü onlar roma'nın mirasçılarıydılar.

    (bkz: roma imparatorlugu)
    (bkz: rönesans)
  • giotto yaşamı ve doğayı görmenin yeni bir yolunu sergiler, iki boyutlu ortaçağ minyatürlerinin kontrastını; o, resimlerine üç boyut verir ve artık insanların ve hayvanların ifadelerinde ve bizde uyandırdıklarında, ilgi, merhamet ya da keder, coşku gibi belirli insan duygulanımlarını görürüz.

    ortaçağ kiliselerinin daha önceki, iki boyutlu mozaiklerinde, bunları görmek için bir insan gerekmediğini hissederiz - mozaikler kendi ilişkilerini tanrıyla kurmuşlardır. oysa ki giotto'da resme "bakmakta olan" bir insan gerekir; ve insan resme ilişkin duruşunu bir "birey" olarak almalıdır.

    böylece rönesans'ta merkezileşecek olan yeni hümanizm ve doğayla yepyeni ilişki burada doğmuştur. rönesans'ın kendisinden yüz yıl önce.
  • 1267-1337 yılları arasında yaşamış olan ve rönesans'ın öncüsü kabul edilen sanatçı.roma’da, napoli’de, assizi’de ve padua’da çalışan giotto’nun etkisi, italya’nın hemen hemen her yerinde hissedilir. giotto, resimsel mekan ve derinlik yanılsaması etkisini, mimari çevre, figürler ve onların kompozisyondaki konumlandırılmaları ile yaratmış ve bu anlamda, 14. yüzyıl sanatında bir devrim yaratarak rönesans’ın öncüsü olmuştur. aynı zamanda gombrich tarafından, "giotto, sanat tarihinde yepyeni bir sayfa açmaktadır. sanatın tarihi, giotto’dan başlayarak, ilkin italya’da, sonra da öteki ülkelerde, büyük sanatçıların tarihi olmuştur." cümleleriyle anılan kişidir kendileri.
  • nominalizm'in peşinden giden ressam.14. yüzyılda nominalizm’in etkisiyle, nesneler dünyasına olan ilginin artmasına paralel olarak, resimde nesnelerin içinde yer aldığı doğa da dikkate alınmaya başlanmıştır. bu bağlamda, sembolik anlatımın dışına çıkılarak doğa betimlemelerine yer verilmiş ve nesneler olabildiğince ayrıntılı olarak tasvir edilmiştir. giotto’nun resimlerinde figürler, gerçek bir mekana, üç boyutlu bir doğa parçası ya da bir mimari mekanın içine yerleştirilmektedir. misal, “ölü isa’ya ağıt” adlı resimde de olay, üç boyutlu bir manzarada geçmektedir. kompozisyonda yer alan kayalığın diyagonal olarak yerleştirilmesi ve geri plandaki kuru ağaç ile verilen manzara izlenimi, 15. yüzyılda daha da gelişecek olan sanattaki natüralist yönelişlerin ilk adımı olarak kabul edilebilir. giotto’nun resmin arka planını, 13. yüzyılın altın yaldızından farklı olarak mavi renge boyaması da, onun natüralizm arayışının göstergesidir.14. yüzyılda bireyselliğin önem kazanmaya başlamasıyla insana, onun fiziksel özelliklerine ve iç dünyasına olan ilginin artması, giotto’nun resimlerinde gerçek yaşamdan kişiler oluşuyla kullanmasına yol açar. genellikle dini konulu resimler yapmış olmakla birlikte giotto, kompozisyonlarında yer alan kişilerin gerçek yaşamda nasıl davranacaklarını hesaba katmaktadır.
    bu dönemde giotto, portre sanatına da yeni bir bakış açısı getirmiştir. onun bu alandaki en önemli yapıtlarından biri, padua’daki scrovegni şapel’de yer alan “enrico degli scrovegni portresi”dir. resimde scrovegni, geleneksel kurucu portrelerinden farklı olarak, önünde diz çöküp kilisenin maketini sunduğu meryem ile aynı oranlarda ve seviyede verilmiştir. bunun yanı sıra, model sadece armalarıyla ya da bir yazıtla değil, kişisel benzerliğiyle tanınmaktadır. gerçek hayatta olduğu gibi resmetme anlayışı giotto’dan önce nadiren görülmektedir. giotto, gerek dış dünyanın nesnel bir biçimde ele alınması ve gerekse öznelliğin gelişimine koşut olarak, modellerin kişiliğine ilişkin gerçekçiliğiyle rönesans’a öncü olmuştur. onun antikiteyle olan ilişkisi biçimsel anlamda, 15. yüzyıl floransa okulu’nda olduğu ölçüde kendini göstermemekle birlikte, antik düşünce kaynaklı hümanizm, 14. yüzyıl sanatına özellikle giotto ile girmiştir.
  • arena chapelda freskoları olan tarz olarak gotikten rönesansa geçiş olarak nitelendirebileceğimiz italyan ressam. sanatın insan duyguları üzerine yoğunlaşmasında çığır açmıştır.
  • gotik heykellerin gerçeğe aynen benzeyen figürlerini resme uyarlamada bi devrim yaratmışş ,perspektif devrimi! bununla da yetinmemiş bi de eserine imzasını atmış..geleneği yaymış...
  • venedik yakinlarindaki padua'daki arena kilisesinin duvarlarina sene 1305 te okumasi yazmasi olmayan hiristiyanlara incili - isanin dogumundan carmiha gerilmesi de dahil - resimli roman uslubundaki neredeyse ilk defa arka planda kalani gostermemeyi veya perspektifi kotarmis oldugu freskolariyla ( herbiri nerdeyse 1 x 1,5 metre ebadlarinda ) anlatmis bulunan ressam. (bkz: biz niye boyleyiz)?
  • rönesansa göz kırpan bu floransalı sanatçının adı dante'nin ilahi komedyasında da geçmektedir. lamentation of christ eserini izlemek orta çağın geç dönemlerindeki diğer eserlerden daha büyük haz verir. scrovegni chapel'de bu eseri izleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap