• italyanlar'ın burası afrika dediği şehir. yüksek afrikalı hintli ve arnavut nüfusu ben italyadayım değil mi diye düşünmeye sebebiyet verirken, 5 kiloluk damacana şaraplarla kendine getirir. araban varsa cennete dönüşür çünkü yarım saatlik mesafete cennet gibi koylara ulaşır insan. yoksa afrika mod devam eder. öğlen birde kapanıp akşam 5 de açılan dükkanları vardır; siesta formatına tam alışana kadar insanı aç susuz yarım yamalak bırakır. haftada bir iki gün meydanda eğlence olur insanları hiper konuşkan , eğlenmeyi sever tiplerdir. içkilerin kelimenin tam anlamıyla sudan ucuz olmasıyla (su:1 euro, likörkü kahve 90 cent, şarap 70 cent) insanı part time alkolik yaşama alıştırır. mimarisi taş oymaları insanın salyalarını akıttıracak derecede muhteşemdir. oradayken ya ben sıkıldım peh böyk , ayrılınca ben özledim hümkür sümük dedirtir. kışlar göt dondurucu yazlar sıcak ve sivrisinekli geçer.
  • ferzan ozpetek'in mine vaganti filmini izledikten sonra gitmeye karar verdigimiz guzeller guzeli puglia sehri. ucagimiz bariye suzuldukten sonra, pasaport kontrolune yoneldik. ıtalyan memurlarin yavasligi sayesinde yaklasik bir saat kuyrukta bekledik. sonrasinda benzer bekleme surelerini bavullarimizin yolunu gozlerken ve araba kiralarken ve tatilimizin bilumum evelerinde yasadik. yani hayatin yavas aktigi guney ıtalya'ya hosgeldik.
    nihayet aracimizi aldiktan sonra birinci duragimiz bari'den yaklasik bir saat mesafe uzakliktaki, trulli evleriyle meshur, albarebello ya vardik. burda biraz donup dolastiktan sonra 'guzelmis ama gelmeseymisiz de olurmus' dedik, zira karsimizda sirince'den ya da alacati'dan hallice turistik mi turistik bir koy bulduk.
    hava kararmaya basladigi icin leccenin yolunu tuttuk. sehre giriste bizi sari tasli eksi binalar karsiladi. muze vs. kismini geciyorum, yemek icmek konusunda ilgilenenlere iste oneriler:
    - ılk aksam yemegimizi tipik ve ucuz ıtalyan restorani anlamina gelen, merkezdeki sant'oronzo meydanina yakin 'osteria' lokantasinda yedik. sade ama lezzetli bir yerdi. burda meshur deniz urunlu orecchiette yani kulak memesi makarnalarini ve negroamaro uzumlerinden yapilan ucuz ama lezzetli sofra saraplari tattik.
    - sabah erken kalkip, old town'a yakin otelimizde (palazzo bignami) hizli bir kahvalti yapip sehri kesfetmeye koyulduk. kucuk ve kolay bir yer burasi. merkezdeki cafe alvino'da caffè in ghiaccio con latte di mandorlayani badem sutlu soguk espressomuzu ictik. f. ozpetek dahil herkesin bayildigi bu kahve bize cok sekerli ve agir geldi.
    - sehri biraz turladiktan sonra ogle yemegini new york times'in onerdigi, "deli" sinifinda bir cafe'de, doppiozero'da yedik. ıc tasarimi oldukca etkileyici eksi sarap ve zeytinyaglariyla donatilmis bir mekan. burda da makarna (zaten cok seceneginiz yok) ve kofte denedik. koftemin icinden kirik plastik parcasi cikmasina kadar hersey iyi gidiyordu. adamlara durumu soyleyip gosterince tepkisiz surat ifadelerini gorunce, ıtalyan yemeklerini yere goge sigdirayaman vedat milor ve ayhan sicimoglu'nun kulaklarini cinlattik.
    - ogleden sonra guzel havayi firsat bilip yarim saat uzakliktaki gallipoli'de baia verde'ye yakin bir kumsaldan gdenize girdik. denizi gercekten guzel, bizim cesme kadar berrak diyebilirim. belki tatilimizin en guzel kismi buydu.
    - aksam yemegini merkezdeki torre di merlino'da yedik. yemekler ozellikle deniz urunleri guzeldi. ancak fiyatlar cep yakiyor.
    - ertesi gun ogle yemegini lonely planets'in onerdigi mamma luppa adli osteria'da yedik. peasant food dedikleri turden geleneksel yemekler servis edildi. lecce'deki bu son gunumuzde hizlica cafe avio'da (alvino'nun bir arka sokagi) bir kahve turu, gelareteria natale'de sutlu dondurma, cotognata leccese pastanesinde sehre ozgu marmelatlarindan tattik.

    ozetlersek lecce ozellikle birkac gunlugune kacamak yapabileceginiz, kucuk, guzel bir sehir. 1.5 saatlik ucak saatiyle ulasabilecegniz baska bir dunya. butikleri, kahveleri, iliman havasi, iyi insanlari sizi hemen sariyor. kimse ingilizce bilmiyor o yuzden temel birkac italyanca kelimeyi bilmeniz faydali olur. geceleri sokaklar ortadogulu ve afrikali genclere kaliyor, o yuzden tek basina seyahat edeceklerin dikkatli olmasi gerekebilir. yeme icme konusu abartildigi kadar olmasa da, sadece dogasi, denizi, meydanlari kahveleri icin bile gidilebilir.
  • 8 günlük tatilin yuvasıdır.
    thy'nin bari uçuşuyla ferzan özpetek setine düşmek 1.5 saat.
    sorduğumuz kimsenin ferzan özpetek'i tanımaması paha biçilemez.

    evet lecce şehir, lakin güneyde bir kasaba kıvamında aynı zamanda. şahsen eski tarafından çıkıp da yeni şehrinde pek dolaşmadık. o yüzden o kısmı atlıyorum.

    dikkat noktaları;

    konaklama:
    kalacak yeri eski şehir tarafında seçmeye gayret gösterin. air bnb'de seçenekler mevcut.

    araba:
    mutlaka denize gitmek isteyeceksiniz ya da civar illeri gezmek isteyeceksiniz çünkü birbirine epey yakın ve arabaya ihtiyacınız olacak. internetten kiralayınca çok daha ucuz. mümkünse burdan gitmeden arabanızı kiralayın. yarı fiyatından aza gelecek. havaalanından teslim alın hatta arabayı. diğer türlü şehir merkezinde ofisleri baya uzak. gitmesi, dönmesi zor.

    park:

    mavi çizgiler paralı, geceleri ücretsiz. akşam 20:00'den sonra park ediyorsanız ve sabah erkenden çıkacaksanız ödeme yapmanıza gerek yok. biz mal olduğumuz için geceleri ne olur ne olmaz korkusuyla paso ödedik, uyarmaya çalışan otoparktaki adama da deli muamelesi yaptık. adamın eller kollar oynayıp, bişeler anlatmaya çırpınınca "e tabi her mahallenin delisi var, buranın da bu" dedik, "he anam he" dedik.

    insanlar:

    ingilizce bilmiyorlar. yine de vücut diliyle soyunuzu sopunuzu öğrenme kabiliyetine sahipler. güneyin rahatlığı ve yardımseverliği evrensel galiba. çok tatlı ve sıcakkanlılar. tam kasaba kafası.

    insanlar demişken ortada dolaşan ve bir şeyler satmaya çalışan çok fazla senagalli satıcı var."ıyyş yhaaa" demeyin, adamların epey kabul görmüşlüğü var. no deyin geçin ve unutmayın tek ingilizce bilenler onlar...

    yemek:

    hiç mutsuz olmadık. lecce eski şehirde, evi kiraladığımız giovanni sağolsun bütün gidilmesi gereken ucuz ama yerel restoranları bize işaretledi. pek öyle turistlik ve şişirilmiş mekanlar değil. öncelikli tavsiye tabii ki apertivonun anasını ağlatmanız. peynir, şarküteri tabakları çok başarılı. house vine'dan şaşmayın. özellikle frizanteleri çok çok iyi ve herşey lezzetine göre ucuz.

    gidilecek yerler;

    arberobello'daki künik evler, ostuni'nin labirentleri arasnda kaybolma, leuca'da iyonya'da denize girme keyfi. leuca'da dünya haritasında nerede olduğunuz çok belli. porto cesaro, gallipoli'de gün batımı kaçırılmaması gerekenlerden...

    yoldayken burda da kimse yok, yemekleri berbattır demeyin, dalın içeri. o bişeye benzetemediğiniz sinekli bakkal tipi yerler 12'den sonra rezervasyon alıp tıklım tıkış doluyor ve gözlerinize inanamıyorsunuz. gözünüze kestirdiğiniz yerlerde serin havlunuzu yatın plaja. hiçbir yerde öyle tesis olmaması sahil şeridinin kamuya iat olması insanın gözlerini dolduruyor. her yer zeytinlik, her yer bağ. bi tane güzel bi ağaç kestirin gözünüze gidin sarılın ona. bol bol market alışverişi yapın ordan. 1 euro'luk zeytinyağını burda asla bulamayacağınızı anlayacaksınız. puglia bölgesinin meşhur makarnası orecchiette'yi macro'da 20 tl'ye görünce ne dediğimi anlayacaksınız. heralde macro siparişini tek tek veriyo ve her defasında kargo parası ödüyor diye düşünüyorum, çünkü kendisi 50 cent.
    peyniri, 2 euroluk şarapları istifleyin. o yüzden boş bavul gidin. güzel bir playlist yapın kendinize, sessiz durmanız gereken zamanlar olacak, uzaklara bakıp ne kadar iyi hissettiğinizi düşüneceksiniz. ve deniz ürünlerine dalın. menüde di mare gördüğünüz yere parmağınızı koyun. garson sizi anlayacaktır...
  • burada herkes rölantide ya$ıyor anasını satayım, bunu bilerek gidin.

    mahsum döner group "$ubesi" olan istanbul kebab'a saldırmayın. la scarpetta hostaria var misâl; gömün, gömülün.

    atari salonu kıvamındaki osuruktan tayyare casinomsulara çökerek oksijensiz ve parasız kalmayın.

    ayrıca vaktiniz varsa $uralara kaçın; bari, gallipoli, alberobello.

    la descrizione: sokaklarında kaybolunası ancak sosyal ya$am denen $ey varsa eğer ve kendini mayıs ayında bile göstermiyorsa ne zaman gösteriyor bilemediğimin .. $ehri.
  • ferzan özpetek'in güzel filmi allacciate le cinture'ye ev sahipliği yapan güzel şehir. bu filmden sonra görmek istedim burayı, ikinci kez yolumuz italya'ya düştüğünde gerçekleştirmek dileğiyle.
  • puglia bölgesinde yer alan tarihi olarak korunmuş duvarlarla çevrili bir şehir.barok tarzı çok sayıda kilise , yerel restorantlar ve çok sayıda dükkanlar bulunuyor.caffe alvinoda puglia bölgesine ait olan rustico , pasticiotti ve zeppoleyi deneyebilirsiniz.
  • güneydoğu italya'da puglia bölgesinde şehir. şehrin us lecce diye bir futbol takımı vardır. şehirde çeşitli kiliseler ve kaleler bulunmaktadır. iklimi akdeniz iklimi'dir. marco materazzi ve antonio conte gibi futbolcular bu us lecce'den çıkmıştır. aralarında din adamları, şairler, opera şarkıcıları, as pilotlar, matematikçiler, moda tasarımcıları, oyuncular ve yönetmenlerin de bulunduğu çeşitli kişiler bu şehirde doğmuşlardır.
  • ben de mine vaganti izledikten sonra takmıştım kafaya gidicem buraya diye. geçen haziranda gittim. 1 gece kalmak gibi bir salaklık yaptık, doyamadık.

    cincin bara gidip pasticciotto yenmeli. hala rüyalarıma giriyor bu içi krema dolu hamur işi. şehirde aylak aylak dolaşmak da yeter onun dışında.

    arberobello filan da bölge olarak orda da ben bu entryi sadece şehir merkezi olan lecce'ye ithaf ettim. gene yaz gelse gene gitsek..
  • vucinic'li yıllarında çok iyi olan hatta hatta fifa 2007 ' de 2. ligte olmasına ragmen güçlü oyuncuların elinde real'e , barça'ya kafa tutabilicek güçte olan bi takım şimdilerde vasat .
hesabın var mı? giriş yap