• arkadaşı coşkun büktel gibi o da komplo teorilerine kendini fazlasıyla kaptıran birisi galiba. ayrıca coşkun büktelle ortak bir özellikleri daha var o da, olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek.

    hakkımda şunları demiş:

    "nasıl bir rahatsızlığı ya da kuyruk acısı var bilmiyorum (açıkça mertçe türkçe yazsaydı da derdini anlasak, bilseydik keşke), bana ve arkadaşım coşkun büktel'e sallamış, saldırmış... (tıpkı internette daha önce de takma isim arkasına saklanan isimsiz sapıkların yaptığı gibi "coşkun büktel" adını "çoşkun" diye yazmayı aklısıra bir tür aşağılama, dalga geçme kârı sayacak kadar çiğ bir "espri" anlayışı olmasıyla dikkat çekiyor)"

    hadi coşkun büktel eleştirilerim sizin lügatınızda sallamak saldırmak oluyor da, mutebaki başlığına yazdığım "çoşkun büktel veya hilmi bulunmazla alakalı bir şey yazıldığında, ucundan yöresinden bu yazarla karşılaşırsınız." entrysi dünyanın hangi yerinde sallama ve saldırma oluyor birisi bana açıklasın.

    bir de ekşi sözlük yapısı farklıymış gibi burada kullanıcı adıyla entry girmem 'takma isim arkasına saklanan isimsiz sapık' benzetmesini hak ederken, masum bir imla hatasını 'kasten, aşağılamak için' yapıldığını söyleyecek kadar da kendini inandırmış kendisini.

    ortaya sallamak kolay, her eleştiriye küfürle cevap vermek kolay. asıl zor olan herhalde kendinizle, yaptıklarınızla bu kadar çelişmeniz. aksini, eleştirileri olgunlukla karşılamanızı beklemiyorum zaten.
  • işine gelmeyen konularda her türlü yaftalamayı yapan habervaktim sitesi gibi, işine gelmeyen her eleştirene karşı "vandallar, linççiler, sapıklar" gibi ifadeleri kullanan coşkun büktelin üslubu ile habervaktimin üslubu arasında çok da fark olmadığı ortadayken, buna 'iftira' diyebilen (ortada iki üslubun benzer olduğunun söylenmesi vardır, sübjektif bir görüş vardır, iftira sözcüğünün anlamını bilmeden, sırf konuşmak için konuşan) buna karşılık hiç bir delile temele dayanmadan hakkımda 'sapıklık' benzetmesi yapan yazar.

    coşkun büktelin cevap yazında bile saygısızlık diz boyuyken, aynı saygısız üslubu kullanan bir gazeteye bu üslupları benzetmek nasıl bir iftira oluyor bunu merak ediyorum. tek amaçları 'dikkat' çekmek uğuruna 'ağır' yazmaya çalışan, belli ki büktel ile geçirdiği vakit sonrası onun yolundan gitmenin hayalini kuran bu yazarın iftiranın ne demek olduğunu öğrenmesi, en ufak eleştiride karşı tarafa saygısızlık yapmamayı öğrenmesi gerekiyor.
  • asiklar diyarinı sözlükte paylaşarak beni nedense mutlulaştırmıştır. eline sağlık.
  • anlamını "mütemediyen yaşayacak olan" diye yorumladığım, ankara'nın bozkırında üstüne basılarak ruhunu teslim etmiş bir kaplumbağa.
  • 3 aydan beri denetim projesi sebebiyle grev yapan yazar. özletmiştir kendini. bitsin artık bu grev.

    (bkz: ekşi sözlük nefret söylemi denetim projesi/#24133125)
  • çoşkun büktel veya hilmi bulunmazla alakalı bir şey yazıldığında, ucundan yöresinden bu yazarla karşılaşırsınız.
  • tiyatroya kalbini vermişlerden.

    türk tiyatro esnafı'na korkulu rüyalar gördüren sıkı eleştiri yazılarının sahibi.

    mutemadiyen mutebahhir.

    muteheyyic muteber.
  • ağır ayarcı bu adam anladığım. bulaşmamak lazım.

    (bkz: #19771851)
  • benim hakkında yazdığım yazıdan (bkz: #22726712) sonra bir cevap yazısı yazmış (bkz: #22728743) fakat medya eleştirisinde gösterdiği titizliği benim yazımda gösterememiş yazar.

    öncelikli olarak evet "uzuuuun uzuuuun" yazdım çünkü anlatmak istediğim şeyler ancak bu kadar cümle ile yazılabilir. yazdığım yazının uzunluğu tekrarlardan veya başka birşeyden kaynaklanmıyor. hele hele uzun uzun ve detaylı yazan birinin bundan şikayet etmemesi gerekir diye düşünüyorum.

    uzun yazımın özetini yıldıray oğur husumetine bağlamış ki yazıyı okuyanlar özet olarak yıldıray oğur husumetini çıkaramazlar. burada titizlik göstermemiş ve temelde anlatmak istediğim şeyi çarpıtmıştır. yıldıray oğur husumeti sadece yazının içinde küçük bir tespit, mutebaki'nin belirttiği gibi bir suçlama değil. yazımda belirttiğim mutebaki'nin üç yazısında da kalıp cümlelerle yıldıray oğur'dan bahsetmesi bende böyle bir izlenim oluşturdu. eğer ki kendisi benim yıldıray oğur'la kişisel bir husumetim yok diyorsa doğrudur, kişinin beyanı esas olduğundan bu konuda söyleyebilecek birşeyim yok. eğer bir suçlama olarak algılamışsa niyetimin bu olmadığını belirtirim.

    ikinci olarak medya eleştirisi yapan birinin yazdığı yazının da eleştirilebilir olduğunu bilmesi gerekir. getirdiğim bütün eleştiriler şahsına değil yazdığı yazıyadır. bunu "keyfinin kahyalığına soyunma" olarak belirtmesini açıkçası anlayamadım. benim belgesiz, kanıtsız çamur attığımı iddia ediyorsa kendisinin bunu kanıtlaması gerekir. iftira etmek çamur atmak gibi bir niyetim olmadığı gibi yaptığım eleştiri belli bir saygı çerçevesindedir.

    kendisin uzun uzun yazması, mümkün olduğunca kaynak ve link belirtmesi eleştirdiğim bir konu değil, tersine yazdığım yazının son paragrafında tarzını beğendiğimi de belirtmiştim. eleştirdiğim nokta çok basit olan bir olayı tekrarlarla dağıtarak çok büyütmesi ve çarpıtmasıdır. tekrar tekrar yazıdğı 4 yazının tamamı tek bir olaydan bahsetmekte ve bu olay üzerinden taraf gazetesine "akp yandaşlığı" ve "omurgasızlık" gibi ifadelerle çamur atmasıdır.

    son olarak evet taraf gazetesi zaman zaman hataları olsa bile sürekli takip ettiğim ve edeceğim güvendiğim bir gazetedir. türkiye medyasında bir devrim yaratmıştır. kimsenin yayımlayamayacağı haberleri yayımlamıştır. haksız bir şekilde saldırıldığında savunduğum ve yine savunacağım gazetedir. mutebaki'nin gönüllü avukatlık dediği şey okurun gazetesini sahiplenmesidir.
  • kikuchiyo'nun taraf gazetesine mesnetsiz ve haksız bir suçlama iddiasında bulunduğu ve bu iddiasında devam ettiği yazardır.

    kikuchiyo'nun bu iddiasını (bkz: #22726712) bahsedildiği gibi kuru kuruya değil, her üç yazısını (şu anda mutebaki'nin aynı konuda taraf başlığı altında 5, adalet ve kalkınma partisi başlığı altında 1, yıldıray oğur başlığı altında 1 yazısı bulunmaktadır) tek tek inceleyip haksız olan noktalar tek tek belirtmiş, mutebaki'nin bu yazılarının sonucu olarak "taraf gazetesinin akp destekçiliği yaptığı" iddiasının çarpıtma olduğunu aynı gün (25.03.2011) birinci sayfada yer alan 3 adet akp/hükumet eleştirisi haberiyle desteklemiştir.

    kikuchiyo bu yazısında mutebaki'nin iddia ettiği gibi olayı kişisel husumete bağlamamış, tam tersine mutebaki kikuchiyo'ya cevap yazısında (bkz: #22728743) yazının ana konusunu çarpıtıp odaklanması gereken noktayı kişisel husumete çevirmiş, sanki eleştirilen tek nokta kişisel husumetmiş gibi gösterip ad hominem yapmış olmasına rağmen bunu kikuchiyo'nun yaptığını iddia etmiştir.

    kikuchiyo muıtebaki'nin 3. yazısında bahsettiği ve bu tüm yazı dizilerine sebep olan haberindeki hatayı kabul etmiş fakat mutebaki'nin günlerce yemeden içmeden bu konu hakkında yazı yazmasını anlayamamıştır. çok büyük olmayan bu haber hatasını tekrar tekrar yazmak ancak bu gazeteye art niyetle yaklaşıldığının göstergesi olur. taraf gazetesi veya yıldıray oğur'a kişisel bir husumeti olduğu izlenimi de bu noktada ortaya çıkmıştır. "omurgasızlık" ile suçladığı bir gazetenin iç sayfalarındaki bir haberin bir paragrafındaki eksik/yanlış bilgi veya haberin peşine bu kadar takılmış olmasını anlayamaktadır.

    söz konusu haber taraf gazetesinin 24 mart 2011 tarihli sayısının 11. sayfasında çıkan "teklif dahi edildi, ankara karıştı" başlıklı haberdir. söz konusu haberin birinci paragrafında ".... anayasa çalışmasına akp ve bdp’den olumlu tepkiler gelirken chp ve mhp “anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilemeyeceği” açıklamasında bulundu." şeklinde bir ifade yer almış. aslında akp içinde olumlu ve olumsuz değerlendirmeler geldiği halde (özellikle anayasanın değiştirilemeyecek maddeleri hakkında cemil çiçek gibi siyasetçiler chp ile aynı oranda karşı çıkmışken) akp'den tamamiyle olumlu tepkiler geldi gibi bir izlenim oluşmuştur. haberin devamında ise mutebaki'nin de belirttiği gibi cemil çiçek'in olumsuz değerlendirmelerine yer verilmiş ve haberin son paragrafı ilk paragrafını tekzip etmiştir. işte yılın gazetecilik skandalı budur.

    http://www.taraf.com.tr/…-edildi-ankara-karisti.htm

    evet mutebaki'nin bahsettiği "son derece ağır bir gazetecilik suçu" bir gazetenin 11. sayfasında yer alan bir haberin ilk paragrafında yanlış haber yer alması ve son paragrafında bu yanlış haberin tekzip edilmesidir. bu olay ile gazete akp yandaşlığı ile suçlanmıştır. dikkat edin bu haber gazetenin manşeti değildir, gazetenin birinci sayfasında da yer almamaktadır. gazetenin 11. sayfasında yer almaktadır. hatalı olan 11. sayfadaki bu haberin başlığı bile değildir. 1. paragrafındaki bir cümledir. üstelik o cümlede anayasa'nın değiştirilemeyecek maddeleri hakkında akp'nin "olumlu" görüşlerinden de bahsetmemektedir, anayasa çalışmasının geneli hakkında akp'den olumlu tepkiler geldiğinden bahsedilmiştir ki bu tüsiad'ın açıklamasından sonra basın toplantısı yapan akp sözcüsü hüseyin çelik tarafından yapılan değerlendirmeye göre doğru bir cümledir fakat chp içinde aynı durum söz konusu olabileceği için kuchiyo zaten bu haberdeki küçük hatayı kabul etmiştir.

    mutebaki'nin "son derece ağır bir gazetecilik suçu" olarak nitelendirdiği taraf gazetesinin 11. sayfasında yer alan haberin 1. paragrafında yer alan hatanın akp yandaşlığı ve omurgasızlık gibi ağır suçlamalarla değerlendirilmesi ve tekrar tekrar yazılması kikuchiyo'nun mutebaki'ye getirdiği temel eleştiridir. akp yandaşlığı yapan bir gazete bunu manşete, olmadı 1. sayfaya, o bile olmazsa haberin başlığına taşır ki yandaşlığı tam olsun, omurgasızlığına helal getirilmesin. bunu 1. paragraftaki bir cümlede yapsa bile son paragrafta tekzip etmez. en azından birkaç gün sonra tekzip eder ki soros'tan paralar, cemaatten destek gelsin. taraf gazetesi bunu başarabilmiş midir? -hayır. taraf ise ne yapmıştır, bir gün sonraki gazetenin 1. sayfasında hükumeti eleştirmiştir. oldu mu şimdi?

    mutebaki elbette kikuchiyo'ya göre küçük bile olsa hataları deşifre edip burada yazmakta serbesttir. bir taraf okuru olarak bunun devam etmesini canı gönülden dilerim. çünkü taraf gazetesinin hataları ve eksikleri olduğunu bende biliyor ve eğer gazete yöneticileri burda yazılan yazıları okuyup bu hata ve eksikleri giderirlerse son derece memnun olurum.

    mutebaki'nin bu hatayı tekrar tekrar yazması yine sorun değildir fakat başka yazarların ilgili eleştiride bulunması yine sorun olmamalıdır. daha önce de belirtmiştim. medya eleştirisi yapan birinin eleştiriden çekinmemesi gerekir. bu eleştirilere karşı tahammülsüz bir tavır içinde olmaması gerekir. (bkz: #22728743), (bkz: #22742050)
hesabın var mı? giriş yap