• benimkinin kim olduğunu acayip merak etmekteyim;
    kimi ya da kimleri model aldım da kendime böyle bi'şey oldum?
    acayip hayvanlara benzedim.
    (bkz: hay bin kunduz)
  • çok çirkin bir kalıp olduğunu düşünüyorum. bunu kullanmak yerine ingilizce'sini kullanıp itin götüne sokulmayı tercih ediyorum genelde.
  • istem dışı da olsa kişinin elinde sonunda benzemeye başladı kişidir ve genellikle hem cinsidir. erkek çocuklar için babadır ve çocuk babanın hareketlerini tasvip etmese de olay bu şekilde ilerler.

    lisenin sonları sanırım bir gün annemle mutfakta laflıyoruz dedi ki gide gele aynı baban oldu; dedim anne buz dolabını mı örnek alsaydım ev de o vardı. tabi o an kızgındım babama karşı hislerim daha farklıydı ve onu anlamıyordum; gerçi şuan onu anlayıp ona hak vermemin sebebi ona dönüşmem de olabilir; o değil de kimi örnek alsaydım. tupac '' ı refuse to be a role model '' demiş.

    sevgili poseidon sağolsun sonradan başka bir adam buldum rol modeli olarak; babamdan aldıklarımla kardım ve ortaya ya sevilen ya nefret edilen bir şey çıktı.
  • psikolojide, özellikle gelişim çağlarında yetişkinliğe adım atan bireylerin kendisine örnek aldığı kişi olarak tanımlanır. bu çoğu zaman anne, baba, yakın çevreden birisi olabildiği gibi sanatçılar vs. de olabilmektedir. ayrıca ergen kişinin hareketleri sadece karakter olarak değişmemekte çoğu zaman giyim kuşam, saç şekli vs olarak kendini göstermektedir. örneğin, etrafta gördüğümüz bir sürü tarkan kopyası genç aslında özenti olarak değil de farkında olmadan kendisine rol modeli olarak tarkanı seçmiş bireyler olarak tanımlanabilir. birey kendisine rol model olarak birini seçerek karakterini oturtacaktır, ancak yaş ilerledikçe rol model alınan kişi taklit ediliyorsa bu bir problem olduğunun işaretidir.
  • kişinin istemli ya da istemsiz olarak öykündüğü örnek kişi.

    futbolcu değiliz ki, "labeled as the next ronaldo", "touted as the next ronaldinho" yazsın künyemizde.

    neyse, bugün yine yürüyüşe çıktım. kulaklığımı taktım işitsel orgazm yaşıyorum. bir baktım telefon çalıyor. babamın bulunduğu berberin önünden geçmişim, ses etmiş duymamışım. gel dedi sana sakal tıraşı ısmarlayayım. neyse tıraş olurken mehmet amcanın konusu açıldı. onlar bahsettikçe aha bu benim dedim, iç sesimle karşılıklı kahkahalar attık.

    dolayısıyla bugün itibariyle fark ettim ki, bugüne kadar ya istemsizce öykünmek olsun ya da soyaçekim ile alakalı bir şekilde olsun rol modelim, babamın amcası, dedemin abisiymiş.

    kendisi 1342 yani 1924 selanik doğumluydu, 2003'te hiç evlenmeden bekar bir şekilde hayatını yitirdi. tam bir gönül adamıymış bize anlatılana göre. karşılıklı aşk yaşadıkları, gönlünü kaptırdığı kızı isteme konusunda annesini ikna edememiş. annesinin bulduğu diğer kızları da oyalamış veya reddetmiş. o süreçte aşık olduğu kız, başkasıyla evlenmiş ama amcamızın yeni kısmetlerle bir araya gelmesine de alabildiğine mani olmuştur başkasıyla evli olmasına rağmen. ben iyi yönünden bakıyorum. kadın evli lakin, sevdiği insanla kavuşamama ihtimali olsa da, sevdiğini bir başkasına teslim etmeye gönlü razı olmamış. bu nasıl aşk ya spagetti? devamında amcamız da gönlünün başkasında olmasının etkisiyle hiç evlenmemiş. gönül verememiş, gönül vermediği kişiye de bu saygısızlığı etmemiş. tam bir romantik serseri bir bakıma.

    kardeşi, yani dedem 67 depreminden 1 yıl sonra yani 1968'de 40 yaşında kalp krizinden ölmüş. bu sebeple bir bakıma babama da babalık etmiştir. kendisinin de çalıştığı koza kooperatifinde işe sokmuştur. daha sonrasında babam amcasının vesilesiye girdiği bu üretici birlikte ülke çapında başkanlığa kadar gelmiştir. hatta erkek kardeşin, tek erkek oğlu, bu tek oğlun erkek çocukları olduğumuz için de bize, bir çok torun seviyesinde yeğenlerine göre büyük iltimaslar geçti. (erkek olmanın önemi neyse, eski kafa işte) onu hatırladığım dönemde yarı felçli durumdaydı. ona rağmen her akşam bir kaç km yolu yürüyerek bize okul için beslenme, oyun için oyuncak vs getirirdi o haliyle.

    son yıllarında felç olmasına ek olarak alzheimer'a da sahipti. 2003 yılında o da yaşamını yitirdi. cenazesinde ağladığım son insan olabilir hatta.
  • ayni yasanmisliklari ve genetik aktarimlari almadiginiz birine bakip -mış gibi davranmanin sırtını terminolojiye dayayip şık hale getirilmiş adı.portmantodan manto degil bir insani giyip çıkmak gibidir evden,gidilen yol, yol degil geri donulen yer ev degildir sonra.
  • (bkz: dayım)
    olm adam bu kadar mı idol olur lan. gelin siz de örnek alın! dayımdır. zorunlu tanımını sikeyim.
  • insanın zihninde her zaman var olan,var olacak belki de var olması gereken bir olgu.
    bunu bir kişiye benzemeyi isteme hali olarak görmüyorum,anlamı genişletirsek kişi kendi kendini bile rol model olarak alabilir.
    kişi kendine 'kendi' gözünden baktığında yağ çubuğunu kontrol etmiş gibi olur.bu sayede geçmişe fazla takılmaz,çünkü önünde bir hedef vardır.
    kendini hep gelişim sürecinde gibi görür.her dün bugünün az gelişmişi olduğundan dünkü hatalarını da fazla umursamaz.ne zaman umursasa gelişimde bir aksama var diye düşünür.
    insanın ilk rol modeli doğadır.doğa soyuttur aslında.maddeler somut olsa da işleyişin ardındaki sır,düzen ne dersen de hep soyuttur.soyut şeylere yönelim de insan doğasında hep olacaktır.kendi doğası dahil.
    varlık ağırlığını da bi nebze unutturan yönelişlerdir bunlar,faydalıdır.neslimiz kendini unutup daha buyuk şeyleri model almasa bu noktada olamazdık.
    alın aldırın.

    (bkz: entry sonunda gelen özet geçme isteği)
  • buaralar her tv programında sunucunun konuguna yaptıgı iltifat. kızımız her sabah programında, kadınlara kızlara amanın evlilik dışı yaşamayın der lakin kendisi de yıllardır böle yaşamaktadır sonunda mutlu son olur evlenir hop role model olur; ağır abimiz rolü gereği öldürür, biçer, kafa keser haydin role model olur; hatun ablamız evli sevgilisiyle el el dolanır her yerde pat role model olur; cıtır kızımız alkolün dibine vurmuş vaziyettte kameralar önünde bi sevişmediği kalır manitasıyla role model olur; sevişeni de bi koca bulur, adamın ağzına düşer bide çocuk yapar yılın annesi seçilir role model olur.. lan biraz insan olun..
  • kişinin karakterini tamamlamaya dönük zamanlarda örnek aldığı uzaktan hareketlerini kestiği insandır..

    peki günün birinde hiç hesapta ve akılda yokken rol model olarak örnek aldığın kişi yıllar sonra seni çağırdığında ne yaparsın ??.. işte karar verme noktasında zor bir andır..değişimin ötesine gidip aslında olmak istediğin kişiyle hiç alakan olmadığını anlarken geçmişe dönük bir muhasebe yaptıktan sonra ne kadar gitmek istersin ki yanına.. hukukta bir tabir vardır ya hani ideal hukuk diye.. o hesap işte.. ideal karakter şu an olmak istediğin kişi miydi diye sorarsın kendine... 10 sene önce ne ergenlik ne sorunlar ne ihanetler ne sivilceler ne ihtiraslar yaşamıştı oysaki bünyen.. tertemiz hani şu meşhur cümledeki kalbi kadar bırakılan sayfanın sıfatı.. bembeyaz.. kieslowski'nin üçlemesinin ikinci halkası gibi..

    değişim bazen olmak istediğimiz gibi olmuyor.. kim olmak istediği gibi olmuş ki şu hayatta diye bazen avutursun kendini gazlarsın moral verirsin kendine.. ama objectif gözle baktığında sonuç hüsrandır.. foss.. maddi anlamda bir olmuşluk değil de manevi anlamda olmuşluktur bahsedilen istenilen durum.. hatta manevi olmamaşlık desek daha doğru..

    kapı belli adres belli -kendisinden bile daha iyi tanıdığın- kişi belli.. seni hep temiz hatırlasın diye o 10 yıl önceki halinle hatırlasın diye gitmek istememe daha ağır basıyor sanki.. yokk.. başka çare yokk.. gideceksin.. hem de yenilgini kabul ede ede..
hesabın var mı? giriş yap