• sagra spesiyal mağazalarının her sokakta olduğu zamanlarda, hemen her mağazada bulunan sarelle akıtan çeşmeler. çocukluk hayallerimi süslerdi bu çeşmeye ağzımı dayayıp boğulana kadar sarelle yemek.
  • bir zamanlar arnavutköy'de yeralan, ama artık çoktan tarihe karışmış hayrat.
    19. yüzyılın ikinci yarısında eczacılar loncası piri olan sarellezade murad ağa hanımlar için tüy dökücü krem geliştirmeye çalışmaktadır. laboratuvarında yaptığı ilacı hareminden bir cariye üzerinde bizzat denerken kremin istenmeyen tüyleri yok etmediğini ama tadının çok iyi olduğunu kazara farkeder.
    ahlaklı ve zengin gönüllü bir adam olan sarellezade murad karışımı satmak yerine yaptırdığı bir çeşme ile istanbul çocuklarına bedava sunar, çok hayır duası alır. zaten murad ağa'nın yıllardır aradığı mutluluğu parada değil son zamanlarında keşfettiği çikolata fantazisinde bulduğu halk arasında söylenegelmiş, haremindeki cariye sayısının artışı da vakanüvislerce belgelenmiştir.
    cumhuriyet döneminde sarellezade murad'ın varisleri karışımın kullanım hakkını alırlar, sarelle çeşmesi çocukların feryatlarına rağmen yıktırılır.
  • benim yıllar evvel tanıdığım bir hüsnü dede vardı. sarelle henüz marka olmamışken, erimiş çikolataları ordu'daki evinde kendi imkanlarıyla hazırlar, dağıtırdı çocuklara. elinde dilim dilim ekmeklerle dedenin ahşap dağ evinin önünde kuyruğa girmiş veletlerin görüntüsü halen saklı durur hafızalarımda kartpostal güzelliğiyle. çocuktuk işte, parlak yıldızlardık o zaman, derede teyzelerimizin yıkadığı beyazlar kadar temizdik, büyüyüp kirlenmemiştik sersefilce... ama çok yaşlıcaydı bu pamuktan öte hüsnü dedemiz. öldü sonra. sevenleri bir sebil yaptırdılar adına, ağzımızı dayadığımız musluğundan yayılan sarellesiyle tatlandıralım dillerimizi diye. hey gidi...
  • goren bilen herkesin en azindan bir kere ağzini dayayarak cikolata icme hayali kurduran arac
  • amcam ve dedem birlikte sagra special mağazası işlettiği için bana oldukça tanıdık olan ve çocukluğumda çikolataya doymamı sağlayan çeşmedir.

    özellikle de belli bir yaşa geldikten sonra dükkanı bana bıraktıklarında allahım lütfen müşteri gelmesin diye fırından aldığım sıcacık pidenin üzerine dolu dolu sarelle'yi boca ettikten sonra pidenin kenarlarından kopara kopara başlayan serüvenin en son ortadaki yoğun sarelle tabakasının da mideye inmesiyle son buluşu dün gibi aklımda hala.

    (bkz: ne güzel komşumuzdun sen sarelle)
  • giresun'da gazi caddesindeki sagra special bayii'nde de bir donem kar$ila$ilmi$ tankinin icinde yuzme istegi doguran aparat..
  • derler ki zamanında gencin biri, bir kıza aşık olur. fakat kız, zalim pms beyinin kızıdır... zalim pms gence, eğer kızımı seviyorsan onun için şu dağa sarelle çeşmesi oyarsın, der... genç dağın zirvesine çıkıp bu çeşmeden oymaya başlar... fakat zalim pms onu beklemez ve kızını zengin nutella ağa'nın oğluna verir...

    işte o günden beri her aybaşı aşık erkekler, süpermarketlerde çikleta reyonunun önünde toplaşıp ağıt yakıp usulca ped reyonunun önüne mum dikerler...
  • izmir üçkuyular'da tam f.altay meydanı'nın karşısında da vardı bir sagra special ve tabi sarelle çeşmesi. çocukken, annemler çikolata alırken büyülenmiş gibi bakardım bu çeşmeye. herhalde 90'larda çocuk olan pekçok insanın anılarında vardır bu çeşme.
  • 2 sene öncesine kadar gördüğüm hala olup olmadığını benim de bilmediğim , hep kafamı altına sokup ağzımı dayamayı istediğim musluk .
  • bunun birde merter migrosta olanı vardı kaç gram alacaksanız o boydaki kutuyu koyardınız musluğun altına düğmeye basardınız akardı. bir mühendis arkadaşın cin bir tespiti üzerine kasenin konduğu platformun aslında hassas bir terazi olduğunu keşfetmiştik. dolarken kaseyi hafifçe kaldırıp araya istediğiniz boyda bir kabı dayayarak 3 4 kutu doldurduğunuz cihaz misal yanımızda boş kutu kola getirip içine doldurmuştuk kasadan çıkarken de çöp diye göstermiş kutu kola fiyatına fındık ezmesine kavuşmuştuk ki kısa sürede kaldırdılar o makinayı...

    (bkz: bu da hoş bir anımdır)
hesabın var mı? giriş yap