jacques brel
-
aslında belçikalı olduğu halde fransız sanılan şarkıcı.zengin bir aileden gelir ve iyi bir eğitim almıştır.kendisi için planlanan gelecek babasının işinin başına geçmektir.brel karısını,kızını ve bu aptal planı arkasında bırakıp fransa'ya gider.uzun süre müzik yapmaya uğrasarak sürünür.sonunda başarıyı yakalar.başlarda yalnızca gitarıyla şarkılar söyleyen bir adamken zamanla başarılı orkestrasyonlarla şarkılarını kuvvetlendirmeye başlar.müziğinde her zaman en önde duran unsur kuvvetli sesidir.tek kelime fransızca bilmeyenlere bile şarkılarını ulaştıran,sesinin sözleri değil duyguları anlatmasıdır.ilginç bir özelliği de konserlerinde bir şarkıyı asla iki defa söylememesidir,bis yapmayı sevmez ama dinleyicisine karşı her zaman saygılıdır.içinden geldiği burjuva hayatından iğrenir ve bunu şarkılarına yansıtmaktan çekinmez.grand jacques'ta kendisiyle dalga geçmekten dahi çekinmez.bu izolasyon ve gizlenme çağında fazlasıyla kişisel şarkılar yazmıştır.mutlaka dinlenmesi gereken şarkıları ne me quitte pas,grand jacques,ces gens-la,orly ve amsterdamdır."yetenek,birşeyi yapmak istemektir." demiştir.
-
bir şarkıya mı aitler bilmiyorum ama sözlerinin güzel bir çevirisini aktarmak istedim,
serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için
beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
yarına inanmak için günbatımına,
iyi kalpli gözükmek için zayıflığa,
ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
demek ki
hiçbir şey anlamadın!!! -
külliyatı asagıdadır, alfabe sırasıyla. herhalde zamanla sözleri de yazılır da tam olur.
à jeun
aldonza
amsterdam
au printemps
au suivant
bruxelles
c'est comme ça
ces gens-là:*
chanson sans paroles
clara
comment tuer l'amant de sa femme ...
de burgerij (les bourgeois)
de nuttelozen van de nacht (les paumés du petit matin)
demain l'on se marie
dites, si c'était vrai*
dors ma mie
fernand
fils de ...*
grand jacques (c'est trop facile)
grand'mère
heureux
il neige sur liège
il peut pleuvoir
il pleut (les carreaux)
il y a
isabelle
j'aimais
j'arrive
j'en appelle
jaurès
je ne sais pas
je prendrai
je suis un soir d'été
je t'aime
jef
jojo
knokke-le-zoute*
l'âge idiot
l'air de la bêtise
l'aventure
l'éclusier
l'enfance
l'homme dans la cité
l'ivrogne
l'ostendaise
la bastille
la bière
la bourrée du célibataire
la chanson de jacky
la chanson de van horst
la chanson des vieux amants
la colombe
la dame patronnesse
la fanette
la foire
la haine
la lumiere jaillira
la mort
la parlote
la quête
la statue
la tendresse
la toison d'or
la valse à mille temps
la ville s'endormait
la, la, la
le bon dieu
le caporal casse-pompon*
le cheval
le colonel
le dernier repas
le diable (ça va)
le fou du roi
le gaz
le lion
le moribond
le plat pays
le prochain amour
le tango funèbre
les amants de cœur
les bergers
les biches
les bigotes
les blés
les bonbons (1964 ve 1967 versiyonlari)
les bourgeois
les coeurs tendres
les désespérés
les f...*
les fenêtres
les filles et les chiens
les flamandes
les jardins du casino
les marquises
les moutons
les paumés du petit matin
les pieds dans le ruisseau
les prénoms de paris
les remparts de varsovie
les singes
les timides
les toros
les vieux
litanies pour un retour
madeleine
marieke
mathilde
mes prénoms de paris
mon enfance
mon père disait
ne me quitte pas
on n'oublie rien
orly
pardons
pourquoi faut-il que les hommes s'ennuient ?*
prière païenne
qu'avons-nous fait, bonnes gens*
quand maman reviendra
quand on n'a que l'amour
regarde bien, petit:*
rosa
s'il te faut
saint-pierre*
seul
sur la place
titine
un enfant
une île
vesoul
vieille
vieillir
vivre debout
voici
voir
voir un ami pleurer
zangra -
bazı sözleri vardır ki jacques brel'in, duyduğunuzda, onun zamanında yaşamış olmak, onunla aynı gökyüzünün altında nefes almış olmak için bir ömür feda edebilirsiniz.
"bir kadın bir erkeğe acı veriyorsa eğer, erkek mutlaka o kadını öyle incitmiş olmalıdır ki, bu acıdan daha fazlasını da hakeder."
olağanüstü güzel bir adamdır, duruşu, bakışı, şarkı söyleyişi, söylerken ağlayışı, onu ulaşılmaz bir ışıkla donatır. ve bu muhteşem yaratık, yalnızlığının içinde kendisini beğenmez, hayattan kopuktur, sanki bütün insanlar uyuşmuştur, hissizdir, anesteziye doğuştan bağışıklığı olan jacques acıyı hisseder, onu yaşar.
"keşke bir günlüğüne yakışıklı olabilseydim.. yakışıklı ve aptal.."
belki de anlatmak istediği bu lanet acıdan bir gün için bile olsa, yalan bile olsa, uzaklaşma isteğidir. ama jacques haksızdır bu sözünde. kimsenin olmayacağı kadar yakışıklıdır. -
bugün 76. doğumgünü olan büyük usta. ama o artık burada yok.
sevdiğim müziği sevdiğim insanlarla paylaşmak istedim her zaman. paylaştım da... ama brel bunun istisnalarındandır. o kadar naif, o kadar içinden gelen, içini bize açan bir müziği var ki brel'in aynı iç temizliği ile dinlenmesi gerekiyor. memleketimde yalnızca "entel olma zorunluluğu sendromu" nedeniyle fransızcaya ilgi duymak zorunda kalan, ya da fransızca "birşeyler" dinlemek zorunda hisseden insanlar olduğu sürece brel bilinmesin istiyorum. ces gens la'nın sonunda neden ağlayacak gibi olduğunu; bir insanın nasıl olup da ne me quitte pas'daki gibi kendinden vazgeçebileceğini, bir başkasının yokluğunu dayanılmaz bulabileceğini (basit bir aşk acısı değildir bu) anlayamayacak kimseyle paylaşamadım brel'i. ne olur siz de bu adamın aziz hatırasına saygı duyun, kıymetini bilmeyecek olana bu hazineyi sunmayın.
ruhu huzur bulsun... -
"burjuvalar domuz gibidir, yaşlandıkça dangalaklaşırlar." demiş kişi.
-
"bir adam bir kadinla yatmaya korkmuyorsa, onu sevmiyor demektir" diyen belcikali sarkici...
sozunun orijinali soyleydi sanirim: "quand un homme n'a pas peur de coucher avec une femme, c'est qu'il ne l'aime pas" -
sur les ports d'amsterdam da fütursuzluğu, madeleine de umutsuzluğu, adieu ma femme da sağduyuyu, les vieux de sefkati, le plat pays de sonsuzluğu insanın kafasına kafasına çakan dinlemekten bıkmayacağım belçikalı şair, besteci, yazar ,sinemacı ve yorumcu
-
mafya babası gibi tipi var ama gel gör ki salya sümük ağlıyor. yine de her ne me quitte pas dediğinde, adamları arkamdan yaklaşıp beni telle boğacak hissine kapılıyorum.
-
"dostlugu, sefkati,sevgiyi olesiye arayan bir ses.
yuceltilmis her duyguya biraz huzunlu,biraz umutsuzca
ozlem duyan bir haykiris.
olumu her an hissedip yasamaktan asla vazgecmeyen yalniz bir sarkici/sair." mario levi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap