• kaderin bir cilvesi, bu anlasmanin gundeme dustugu gunlerde elektriksiz, sussuz bir dag evinde, yanimda bir ermeniyle, odun kirip isinmaya calisiyordum. kuru odun bitince bir an icin cocugu atip yakmayi dusunmedim degil ama ickiliyken useniyor insan vahsete. uygarliga donunce bir de baktik ki yol haritalari cizilmis, imzalar basilmis.

    okuyorum gazeteleri, genel yorum ermenistanin fakirlikten kurtulmak icin taviz verdigi yonunde; ozellikle soykirim konusunda edilen tek lafin zamaninda bizim onerdigimiz tarihci kurulundan ibaret olmasi diaspora'yi cildirtmis. benzer itirazlar sinirin bu yaninda da var; ozellikle karabag konusunda taviz verdigimiz, mutlaka bir punduna getirilmis oldugumuz soylenmis. iki tarafin milliyetcilerinin de ayni olaya degisik acilardan bakip -biri turkiyenin gucune, digeri diasporanin lobi kuvvetine surekli atifta bulunarak- kendini mazlum saymasini disaridan izlemek (sicacik koltukta oturup sarap yudumlamak opsiyonel) yeterince ilginc.

    mesela bir dusunce su yondeydi: "bizim kazanacagimiz birsey yok, onlarsa sanayimizden, teknolojimizden faydalanacaklar, biz bunun icin fedakarlik yapmayalim". biz oyle bir ulkeyiz ki endustriyel toplumlar yatirim yapinca bizi somurmus olurlar, biz daha geri toplumlara yatirim yapinca yine "somurulen" olmayi basaririz. yahu sende sermaye var, know-how var, adamda ucuz isgucu ve yeni pazar, nasil kazanacagimiz birsey yok? ustelik ekonomik yatirim, siyasi ve diplomatik nufuzu da arttirir.

    baska bir fikir: "ermenistan bizle anlasarak diasporanin yardimlarini tehlikeye atmissa mutlaka onlara muhim bir taviz vermisizdir". diasporanin yardimlarini gugilladim, senelik 50-60 milyon dolar diyor. bunlar bircok degisik organizasyondan geliyor. yarisini kaybetseler 25 milyon dolar. para mi bu? ote yandan bizle acilan sinirin getirecegi ek ticaret hacmi 200 milyon dolar diye yazilmis, artar o birkac seneye, iceriz guzellesiriz.

    daha genis perspektiften bakarsak, abd rusyayi baypas edecek boru hatlarini ermenistan ve turkiye uzerinden gecirebilsin diye bu isi uydurmasi fikrini anlamiyorum (linki vardi). zaten nabucco ermenistani da baypas etmiyor mu su haliyle? yahut ermenistan ilerde natoya katilsin diye abd bu isleri ayarlamissa perde arkasindan (isler son dakkada boka sarinca hillary clinton perde onune gecmek zorunda kaldi diye bakilabilir), bu plani bozmak icin komsuya ambargo uygulamak inat ugruna bindigin dali kesmeye, "abd'nin isine 1 yariyorsa ben 100 fedakarlik yapmaya hazirim" gibi bir inada benziyor. bir de isin icinde bir tutarsizlik var; bu boyumuzla korumaya yeltendigimiz ulke rusya, bizim bu konudaki en buyuk sorunumuz olan karabag'in da bu hale gelmesinden sorumlu olan rusya, "asil soykirimci sizsiniz" tayfasinin en muhim referansi olan hocali katliamina katilan da rus birlikleri, falan fismekan. [edit: evet, nabucco hatti disindaki soylediklerim okudugumu iyi anlamamaktan kaynaklaniyor, aciklamasi icin #17022387 . mevzubahis sendika.org yazisindaki genel tutum ve su gibi cumleler beni yaniltmis: "yine emperyalizmin güdümündeki csis adlı bir think-tank kuruluşunun mart 2009 raporunda, ermenistan ve türkiye arasındaki anlaşmazlığın ermenistan’ın yalıtılmasıyla sonuçlandığı söylenirken, türkiye’nin kafkasya’daki stabilizasyonunun sağlanmasının “abd çıkarlarını ilerletmek için büyük bir fırsat” olduğu vurgulanıyor. besbelli ki, 1990’larda türkiye’ye biçilen abd emperyalizminin “koçbaşı” olma görevi, halen tamamlanmış değil" . bu arada entry'e, yaziya referans verdim ama bu sorunlari bu kadar abd-rusya merkezli gormuyorum ]

    turkiyenin taviz verdigi dusunulen "koz"u karabag. sinirlarin acilmasi ermenistanin oradan cekilmesine bagli degil kagit ustunde, bu azerileri kizdirmis. ote yandan bizimkiler de ertesi gun "ermenistan isgali bitirmeden anlasmayi mecliste onaylamayiz" diyerek azerilere goz kirpiyorlar. simdi ermenistan gibi manyak milliyetcinin, guduklugun, vizyonsuzlugun bol oldugu bir ulkenin, 2 ay icinde, savastan once yuzde 76'si simdi ise yuzde 95'i ermeni olan bir bolgeden 15 yil sonra askerini cekmesini beklemek hayalcilik. bizimkilerin de umdugu zaten herhangi bir gostermelik gelismedir (face saving). yok bunlar olmazsa ermenistanin sansi, seneye turkiyeyi diaspora ve obama kanaliyla soykirim konusunda koseye sikistirip, turklerin azerbaycani siktiretmesini beklemek olabilir. fazla da bilmedigim konular bunlar, mantik yurutuyorum ama bu kadar spekulasyon baydi.

    asil onemli husus, karabagin pragmatik acidan bizim sorunumuz olmamasi ve idealist acidan, oradaki hukuki/ahlaki durumun, o bazda bir durusa mahal verecek kadar kesin olmamasi. is sadece "hocalidan once de azeriler ermenileri kesip, onlari kovdular" seviyesinde degil (ki bunu da bilmeyenler vardir), daha buyuk olcekte bu karabag bolgesi bolsevik devriminden beri surekli degisik iktidar merkezlerine baglanan bir yer. bagimsiz olur, ermenistanla birlesicem der, sovyetler gelip ozerk bolge yaparlar, kontrolu azerbaycana verirler, merkeze baglarlar, tekrar azerilere, sonra bagimsiz olsun derler, vs. ruslar cozumsuzlugu, uydu devletleri idare etmede bir piyon olarak gormus, cozum istedikleri zaman da ellerine yuzlerine bulastirmislar. demografik olarak planli goclerden once dahi karisik bir yer, sonralari iyice ermenilesiyor, halk bagimsizlik istiyor (self-determination), azeriler siktirin deyip ozerkliklerini de kaldiriyorlar, ruslar politikalarini 6 ayda bir degistiriyorlar, bu ortamda etnik karisikliklar, cinayetler basliyor, milliyetciler bagimsizligini ilan ediyor, ermenistan bunlara yardim ediyor, biz de azerilere (bu arada bizim subaylari kovmuslardi rusyanin istegiyle). ermeniler cozutup, karabag disindaki bolgeleri de ele geciriyorlar (azerbaycan'in yuzde 9'u), ermenistanla baglanti kurulan lacin koridoru mesela, ki onu da sovyetler azerilere vermislerdi karabag ayrilikciliginin onunu kesmek icin. iki taraftan toplam 1 milyon insan yerinden ediliyor, kimse de cozume yanasmiyor, ozellikle azerbaycan ermanistana kiyasla daha hizli silahlandigi icin isi uzatip, savas imalariyla ermenistani korkutuyor. isin ironisi, azerbaycan dahil kimsenin tanimadigi kktc'yle, kibris sorunuyla bu kadar paralellik gosteren baska bir durum bulmak da zordur.

    yani ahlaki yonden hakli bir davamiz vardi da kaybettik degil, isin acikcasi 80-90 senedir baska guclerin kontrolundeki olaylarin sekillendirdigi bir cografyadakilerin halini pek de siklemeyip, hakli bir davamiz varmis gibi yapip siniri kapadik, simdi acma karsiliginda harac istiyoruz. vermiyorlar mi, eh napalim sifira sifir elde var sifir. zaten "soykirim yoktur diyene ceza veren isvicrenin arabulucugunda" dahi soykirim konusunda taviz veren karsi taraf oldu. isin ekonomik boyutu bize yariyor. azerbaycana da bir iki zeytin dali uzatiriz, hem bu nabucco icin hem de ic politikada rant saglamak icin, oyle yuvarlanir gideriz. boyle de gorulebilir bu olay.

    baskasi ise ayni seye bakip, "bazı gerizekalılar farkında değil ama bu normalleşmeden anlaşılan tek şey türkiye'nin her istenileni yapması....hep biz mi kötüyüz, hep biz mi suçluyuz, hiç çıkarımız yok mu? ha! ne alçak, ne şerefsiz, ne kaypak, ne onursuz olmuşuz da haberimiz yokmuş... lanet olsun!" seklinde goruyor. basta bahsettigim o mazlum edebiyatinin asiri hali bu. ne isteniliyor bizden anlamis degilim, ne cikar bekleniyor onu da bilmiyorum. olaylarin tarihcesine, konjunkture bakinca, ermeniler bize sinirlarin acilmasi karsiliginda maden isletmelerinin tekelini verseler, ambargoyu kaldirmamiz icin ne bileyim "soz soykirim demeyecegiz bir daha" deseler, birtakim iltimaslari, kapitulasyonlari koparsak cok iyi, sucsuz, hakli, serefli, onurlu mu olacagiz? ama emperyalistler serefsiz, onursuz, liboslar ruhlarini paraya satmis kopekler.

    vallahi bir araba laf ettik ama isin acikcasi tek derdim erzurumdan otobuse atlayip, vizesiz yerevana gidebilmek; amerikan emekcisinden sogusledigim dolarlari oranin cirkin kizlariyla yemek, adam basi gsmh'larini bir sent arttirmak.
  • soykırım olmadığını söyleyenin soluğu mahkeme kapısında aldığı isviçre'nin arabulucuğuyla olacakmış. hadi hayırlı traşlar.
  • imzalar sonrası nalbandyan, davutoğlu'nun* kolunu, el sıkışma bahanesiyle koparmaya çalışmıştır. fakat gördüğüm kadarıyla başarılı olamadı.
  • ilk faydalarindan biri fatih terim'in milli takimdan istifasi olacaktir. simdiden kazancli cikmaya basladik bile.
  • hayır ortada öyle çelişkiler var ki... bir örnek vereyim.

    mesela yücel aşkın... vakti zamanında akp'li birisi hükümetin yücel aşkın'a karşı yürüttüğü kanunsuzlukları mazur göstermek için olsa gerek rektör yücel aşkın ermeni kökenlidir falan diye ortaya çıkmıştı. dinci basın da bu lafa hemen atladı. ne de olsa kötü ve suçlu olmak için ermeni olmak yeterliydi. şimdi yücel aşkın'ın yıllarca süründürülüp sonra bereat etmesini falan bir kenera bırakıp bu adamların kafasında ne değişti onu soruyorum.

    şimdi gidin bakın dinci gazetelere... hepsi ermenistan ile ilişkiler normalleşiyor, akp hükümeti yapılmayanı yaptı, ermeni dostlarımız falan havasında. eee siz değil miydiniz ermeni düşmanı olan, bu adam ermeni diyerek cadı avı başlatan... siz değil miydiniz ermeni dölü, rum dölü, gavur dölü, kafir bunlar falan diye konuşup duran. siz değil miydiniz ermeni kışkırtması yapan, siz değil miydiniz bu şekilde oy isteyen ve alan? peki ne oldu şimdi? ha ne oldu?

    demokrat mı oldunuz? özgürlükçü mü oldunuz? ha?

    hadi bu dincileri geçtim. bu hükümete ve bu zihniyete destek çıkan liboş köpeklere ne demeli? hayır daha da garibi faşizmin alasını yapan bu dinciler özgürlükçü oldu, demokrat oldu, bu tavri eleştiren bizler ise faşistin önde gideni.

    dediğim gibi alçaklıkta sınır tanınmıyor? lanet olsun!
  • bazı gerizekalılar farkında değil ama bu normalleşmeden anlaşılan tek şey türkiye'nin her istenileni yapması... iyi tamam biz türkiye olarak normalleşme adına elimizden geleni yapalım. peki ya ermenistan? onlar ne yapacak?

    kimse bu sorunun cevabını vermiyor. hatta bırakın cevabını bu soruyu sormuyor bile... anca türkiye eğilsin, türkiye yapsın, türkiye etsin... bu mu lan normalleşme? ermenistan ne yapıyor peki? ya da ne yapacak? soykırım iddiasını mı geri çekiyor? gerçi neden çeksin ki. hatta tbmm de tanısın ermeni soykırımını. yoksa azerbeycan topraklarındaki işgalini mi bitiriyor? gerçi o işgal sayılmaz değil mi? belki de hocalı'da yaptıkları katliam için özürdilerler. ama o da katliam sayılmaz ki. altarafı azeri türkler kesilmiş kime ne. kim bilir belki de kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'ni tanırlar... ama olur mu orası türkiye'nin işgali altında. ya da pkk'ya verdikleri desteği keserler... ama neden kessinler ki. pkk "yasal" bir terör örgütü ve türkleri öldürüyor. yani sorun yok.

    tekrar soruyorum bu ilişkilerinin normalleşmesi adına ermenistan ayağı ne yapıyor, ne yapacak? ha ne yapacak? hep biz mi kötüyüz, hep biz mi suçluyuz, hiç çıkarımız yok mu? ha!

    ne alçak, ne şerefsiz, ne kaypak, ne onursuz olmuşuz da haberimiz yokmuş... lanet olsun!
  • 3 saatten fazla süren bir rötar sonrası sessiz sedasız imzalar atıldı. imza sonrası verilen kokteyl iyi geçse bari.
  • çok kısa bir anlatımla azerbaycan'ın dostluğundan vazgeçmektir ve soykırım iddiaları kesinlik kazanmadığı için diplomatik yenilgidir.
  • imzaların, "ermeni soykırımı yapılmamıştır" demenin bile yasak olduğu isviçre, zürih'te atılması bile başlıbaşına bir sorundur ve üzerinde düşünülmesi gerekir. ha bu imzalar barış getirirse oturup susmasını da biliriz. inşallah kafkaslara barış gelir.
  • hillary clinton, serj sarkisyan'ı aramış ve şöyle demiş:

    "abd için karabağ başka, türk-ermeni diyaloğu başka bir süreçtir. erdoğan'ın ziyareti tutumumuzda bir değişikliğe yol açmamıştır."

    şimdi, yakında kolunuzu bükmeye başlayacaklar "hadi, sınırları açın" diye. "karabağ'ı bu işe karıştırmayın" diyorlar ve diyecekler. bakalım o zaman ahmet davutoğlu ne yapacak? o çok derin stratejik düşünceleri nasıl meyveler verecek?

    ***
    kaynak : hürriyet gazetesi, 13 aralık 2009
hesabın var mı? giriş yap